Kapıları ardına kadar kapalı şu dünyada kılıktan kılığa girdin de bir sen olamadın.
Önce evlat oldun en iyisi, en başarılısı ol dediler. Arkadaş oldun, istediğim gibi değilsin diyerek reddedildin. İşim olsun dedin, en iyi benim diyenlerle sarıldı etrafın. Eş olayım, anne-baba olayım dedin pedagojiden de anlamayıp sınıfta kalıverdin.
Sen, sen olabildin mi hiç. Hep bir şeyler olmaya çalıştın da kendini anlama yolculuğuna çıkma amacın olmadı hiç.
Amaç hep toplumun seni beğenmesi oldu ve yaşadın desinler diye.
Çocukken, ”büyünce ne olacaksın?” dendi sana, hemen bir meslek bulup söyledin. Hangimiz büyüyünce, “ben” olacağım diyebildik. Ezberlemeye ta o zamanlardan başladık. “Büyüyünce ne olacaksın?” dediler. “Doktor” dedik, “oooo” dediler. Başka başka meslek grupları söylediğinde, “O pek kazanamıyor” dendi. Orada sınıf ayrımı, beğenilme ve kabul edilme arzusu, başkalarını memnun etmemiz gerektiği yüklendi zihinlerimize. Böylece materyalist ve kapitalist zihin yapımızın da temelleri atılıverdi bir güzel. Sonra mükemmeliyetçi, kendini bi türlü kabul edip sevemeyen, aferin peşinde koşan, maddiyatçı, görünen odaklı bireyler olup çıkıverdik. İnsana bile kazancına göre değer veren bireyler…
İyi kazanıyorsa sevdin, iyi kazanıyorsan sevildin.
Zamanını bunlarla harcarken kendini tanıma yolculuğuna da çıkamadın tabi bir türlü.
Kendini sevmek mi? “Ooo ben zaten çok severim kendimi.” diye fısıldadı herkesin içindeki o ses. Oysa çok azdı kendini gerçekten bilip seven.
Çoğu başkalarının gözünden sevdi kendini; birinin arkadaşı, birinin eşi olarak. Kimi isminin başına eklediği meslek sıfatlarıyla kabul edip sevdi kendini. Kimi hala dönüşeceği insanı sevmekte hep ileri bakmakta ve beklemekte.
Kolay görünür ama pek azdır kendini gerçekten seven. Buldun mu çok uzaklardan bile tanırsın onu. Kimseyle derdi yoktur, rakibi yoktur, kimseyle yarışmaz. Sabah uyandığında mutludur; sebepsiz, beklentisiz. Her daim şükretmeyi bilir, sahip olamadıkları için üzülmez, sahip oldukları için ise minnettardır. Kolay kolay kimseyle tartışırken göremezsin onu. Bilir ki sorun çıkaran insanların dertleri kendileriyle, kendilerini bir türlü sevememeleriyle.
Peki çok mu geç kendini sevmek için ? Hayır hala vakit var. El alemci olmayı bırakıp da başkalarına evet, kendine hayır demekten vazgeçtiğinde; o, bu, şu ne ister değil ‘ben ne isterim?’ dediğinde ilk adımı atmış olacaksın.
Doğan Cüceloğlu’nun da dediği gibi; “Seni diğerlerinden farksız yapmaya tüm gücü ile gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını verebilmektir. Bu savaş başladı mı hiç bitmez.”
Kendin oldukça yaydığın enerji, gülüşün, konuşmaların bile parlayacak sen, sen olarak seveceksin kendini. Bütün sıfatlardan sıyrılıp yaratanın sana bahşettiği güzellikte var olacaksın. Zor değil iste yeter.
Küllerinden yeniden doğan Anka kuşu misali seç kendini, gir bu yolculuğa, kapat kulaklarını duyma.
Onlar hep konuştu, içlerindeki sesi bastırmak için hep de konuşacaklar. Sen bir gün yıldız gibi parladığında ve aşabildiğinde Kaf dağının zirvesini ulaşamayacak zaten o sesler sana.
Sen o mağaradan çıktıktan sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Parlayan güneşi, gerçek renkleri göreceksin ve karanlık bitecek. O karanlığı öve öve anlatanlar yok mu ah ne körler diyeceksin, açmak isteyeceksin belki gözlerini ama bil ki bu yolculukta kimsenin gözlerini sen açamazsın. Kişi kendisi istemeden asla açılmaz o gözler. Körlük de bir tercihtir. Bazıları göreceklerinden öyle korkarlar ki hapsolduğu ve alıştığı o karanlıktan çıkmak istemezler. Sen geride bırakırken o karanlığı senin yeni, aydınlık bir yolun ve yol arkadaşların olacak.
Yolculuk başlasın o halde.
Kendime bir ‘Merhaba’ ile.
Çok beğendim ❤️ kalemi de en az gönlü kadar güzel arkadaşım benim.Daha gidecek çok yolumuz var inşallah 🩵🙏🏼
Canım Büşra’m düşüncelerin çok değerli, teşekkür ederim🥰
İnsan hem öğrenmeli hemde herseyle yüzleşmeli ikisini bir arada bulacağım ender yazılardan,tebrik ederim gülüm emeğine yüregine sağlık
Yine harika bir konu yine harika bir anlatım. Her okuduğumda farklı açılardan düşündüren, sorgulatan, cesaretlendiren harika sözler…
Kendinden bir şeyler bulmana çok çok sevindim canım @sonerkayabasi çok teşekkür ederim mutlu oldum💙
Canım Esra’m düşüncelerin çok değerli. Bunları duyduğuma çok mutlu oldum iyi ki varsın🙏❣️
Nazik hocam çok güzel anlatmışınız tebrik ederim 💕içimizdeki kendimizi ve yaratılma sebebimizi ne olduğumuzu dış dünya yüzünden maalesef çok geç görebiliyoruz.
Teşekkür ederim canım Yasemin’ciğim ❣️ Gerçekten öyle 🍀