İnsanlar kendini olduğu gibi kabul edip, kendi doğrularına ve kararlarına saygı duyunca, başkalarının ne düşündüğünü, ne söylediklerini umursamazlar. Çünkü kendine saygısı olmayan birinin, bir başkasına nezaket göstermesi alışık bir durum değildir. Kendine yakıştırması gereken davranışlar, ağzından çıkan kelimeler, duygu ve düşüncelerinin yansıması bunu gerektirir. Kendi farkındalığı ile karakter özelliklerini en verimli şekilde kullanarak, empati duygusu gelişmiş insanlar daha sağlıklı analiz yapabilir. İnsan ilişkilerinde daha doğru, daha kararlı tepkiler verirler. Bir başkasının düşüncesi kendine aittir. Senin hakkındaki tenkitleri onun bakış açısıyla alakalıdır. Bu nedenle, kendiyle barışık olan insanlar kendini mutlu eder, sağlıksız ilişkiler kurmaktan kaçınır.
Duygusal anlamda iniş çıkışlar çok fazla yaşamazlar, nettirler. Yalnız kalmaktan, doğru karar vermekten, her kültüre ve değere saygı duymaktan çekinmezler; mizah anlayışlarıyla güvenilir kimselerdir. Başkalarının ne yaptıkları, nerelere gittikleri, ne konuştukları ile ilgilenmezler. Aksine, karşısındakini olduğu gibi kabul ederek yaşamdan keyif almayı çok iyi bilirler. Taklit etmek, akıma ayak uydurmak gibi bir dertleri yoktur. Samimi profilleri ile yaşanacak her türlü zorluğa hazırlıklıdırlar ve belirsizliği en iyi şekilde tolere ederek yenilgiye uğramadan gerçekçi davranırlar.
Will Smith’in “İnsanların peşinden koşma. Kendin ol, kendi işinle meşgul ol ve kendini geliştir. Doğru insanlar, hayatında gerçekten olması gereken insanlar sana gelecekler ve hayatında kalacaklar.” sözünde olduğu gibi, gidene yol vermeyi bilmek gerekiyor. Yanlış insanları hayatımızda sadece olması gereken yere koymayı bilmemiz lazım. Yoksa başkalarına benzeyerek kendimizi farkında olmadan onların kimliğine dönüştürürüz. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Mümin, müminin aynasıdır…” (Ebu Davud, Edeb, 49) buyururken, müminlerin zamanla birbirlerinde kendilerini görmelerine dikkat çekmiştir. Saygı, fedakârlık, vefa, dostluk, kişinin kimliğini ve duruşunu ifade eder.
Özellikle sosyal platformlarda, insanlar başkalarının yaptıklarıyla ilgili çok fazla taklit içerisinde yer almakta. Son dönemlerde şiddet temalı akımların yoğun bir şekilde çıkması açıkçası endişe verici. Teknoloji ilerledikçe, bunu kötüye kullanan bir toplum olarak yer aldık. Dijitalleşmenin olumlu yanlarını ele almayan Z kuşağının etkisi altında maalesef! Kendileri olmak için sadece kendilerini gösterme peşindeler. Herkes kendi gibi olsa toplum ahlakı bu kadar bozulmazdı.
Erdemli olmak, yüksek bir mertebedir. İçtenlikle, saf duygularla sevmek ve sevilmek; bir başkasının sevincine, üzüntüsüne ortak olmak, kendine özgü insanlara aittir. Bizim kültürümüzde başarılı insanları tebrik etmek konusunda hep geride yer alırız. Eleştiri ve arkasından olumsuz yakıştırmalarda ise öndeyiz. Bundan dolayı, kendiyle barışık insanlar başkalarının söyledikleri ile ilgilenmez; aksine onların bahsetmediği bir kişilik özelliğine sahip olduklarını iyi bilenlerdir.
Oscar Wilde’ın meşhur sözü gibi: “Kendin ol, dünya başkalarıyla dolu.”
Kaleminize saglik. Farkindalik olusturan bir yazi👏👏
Çok teşekkür ederim Esra hanım