Anahtar ne güzel bir kelime; her yerin kilidini açar. Tüm kilitli kapıların onu açacak bir anahtarı vardır. Burada önemli olan doğru anahtarı bulmak. Başka bir evin anahtarı ile kendi evinin kapısını açamazsın. Tıpkı başkaları istiyor diye mutlu olamayacağın gibi…
O zaman neden hayatındaki kilitleri yanlış anahtarlar ile açmaya çalışıyorsun ki sana iyi gelmediğini bildiğin halde. Oysa ki doğru anahtar burnunun dibinde, neden kendi mutsuzluğuna imza atıyorsun?
Eğrisi ile doğrusuyla bu hayat senin ve artık anahtarını alıp kendi dünyana girme vakti. Öyle misafir gibi durma otur şöyle, mekanın sahibi sensin sonuçta. Gelmedi mi artık kendin ile konuşma vakti bundan kaçış yok. Sor bakalım kendine ne oldu senin düşlediğin hayallere???
Ne garip değil mi insanın kendine hem bu kadar yakın, hem de bu kadar uzak olması. Hayatın akışına kaptırıp kendi özüne bu kadar yabancı olması. En garibi de çoğumuzun bunun farkında bile olmaması…
Korkma anahtar sende olduğu sürece kapıda kalmazsın. Eğer istersen seni mutsuz edenlere kapıyı kitler içeriye de kimseyi almazsın. Bu hayat senin artık kendin için yaşa, kendi hayallerin için, kendi doğruların için yaşa tüm yaşanmamışlarına inat. Bırak artık o ne der, bu ne der sözlerini her düştüğünde ayağa tek başına kalkan sen değil miydin?
Sen nasıl mutlu hissediyorsan öyle yaşa, yeter ki kendi hayatından misafir gibi gelip geçme. Sıkı sıkıya tut avuçlarında o anahtarı, onda senin doğruların, hayallerin, umutların, yüzleşemediğin korkuların, egoların, hataların kısacası sen varsın. Bu yolculuk senin, özüne hoş geldin…