Toplum olarak az kitap okuma sebeplerimiz üzerinde düşünelim. Çocuklarımız neden kitap okumayı sevmiyorlar? Çocuklara kitapları, edebiyatı nasıl sevdiririz? Gençlerimizin kelime hazinesini nasıl zenginleştiririz? Bu sorular aklınıza takılıyorsa bunun çözümü de kendimizdedir. Birey olarak bizler okuyor muyuz? Biz ebeveyn olarak edebiyatımızı seviyor muyuz? Bizim kelime hazinemiz zengin mi? Önce işe kendimizle başlamamız gerek. Çünkü artık ispatlanmış bir teoridir ki çocuklarımız bizim dediklerimizi değil, ettiklerimizi yapıyorlar. Küçük yaşlarından anne babasının elinde kitap gören çocukların kitaba ilgisi artacaktır.
Önce kendimiz edebiyat ile tanışmalıyız. Ondan sonra çocuklarımızı tanıştırmalıyız. Ne kadar çok okursak o kadar çocuklarımızın hayal dünyasından gelen soruları cevaplayabiliriz. Çocuklarımıza küçük yaşlarından itibaren kitap okumalıyız. Bu, onların hem hayal dünyalarını, hem de kelime hazinesini olumlu yönde etkileyecektir. Ve kendini daha güzel ifade etmelerini sağlayacaktır.
Ve çocuklarımıza kitapları sevdirmek için evlerimizi kitapsız bırakmamalıyız. Kitapları çocukların ulaşabilecekleri yerlere koymalı, ona dokunmalarını, kitapla bağ kurmalarını sağlamalıyız. Her çocuğun odasında mutlaka kitaplık olmalı..
Çocuklarımızın sevdiği türlere dikkat etmeli o türden daha çok kitap almalıyız. Eğer sevmediği türden kitap alırsanız ve okuması için zorlarsanız çocuğunuzun kitaplardan soğumasına sebep olabilirsiniz. En iyisi kitapçıya beraber gitmeli ve okuyacağı kitapları kendisinin seçmesine fırsat vermelisiniz.
Gençlerimizi kitapla beslenmeye davet ederek kitapları umutla açmalarını ve kazançla kapatmalarını diliyorum.
Kitap okumanın ne kadar keyif verici bir icra olduğunu hissedin ve hissettirin..