Sevgili okuyucularım herkese merhabalar. Bu hafta koçluk yaklaşımlarına Felsefe ile Koçluk ardındaki bağlamları yine kalemin döndüğünce , benim bildiğimce ve benim anlamlandırdığım biçimiyle yazmaya ve sizinle paylaşmaya çalışacağım. Keyifli okumalar dilerim.
Bir soru ile başlayalım.
Koçlar için çağın Sofistleri denildiğini biliyor musunuz?
Belki yeni duydunuz ya da daha önceden duyduğunuz bu sofist benzetmesine biraz bakalım ne dersiniz? Sofizm veya bilgicilik ne demek diye başlayalım. Antik çağ Yunan felsefesinde önemli bir felsefi akım diyebiliriz. M.Ö. 500 ve M.S. 400 yıllarında para ile felsefe öğreten gezgin felsefecilere yani sofistlerin oluşturdukları akımdır. Sofist bilgi öğretmeni, söz söyleme sanatı ve sorgulama sanatı olarak da anlatılmaktadır. Sokrates, Platon ve Aristoteles’ten sonra ise küçümsenmeye başlamış hatta safsatacılar olarak dahi söylemlerle karşılaşılmıştır.
Peki bu Sofistler felsefe yapmayı nasıl öğretiyorlardı? Her şeyi biliyor olmaları mümkün müydü? Aslında olan tamamen düşünmeye sevk eden sorular sormaktan geçiyordu. Zaten, “felsefe nedir?” sorusu ile başlayan ve bir çok filozofun anlamlandırmaları ile yüzyıllara ulaşan bir soru sorma sanatı değil miydi? Her akım farklılaşarak ya üzerine sorulan sorularla büyümüş ya da üzerine sorulan sorularla ayrışmış ya da tam zıt fikirler üretilerek tam bir özgür düşünce ortamı doğurmuştur. Bazen filozoflar uzun tartışmalar ile birbirlerinin tam aksi yönde beyin fırtınaları yapmıştır. Hala günümüzde Herakleitos ve Parmanides kavgası devam etmektedir. Değişim var mıdır? Evet sevgili okuyucularım ben de size sorayım: Değişim var mıdır?
Sokrates ile sokratik sorgulama bir çiğ gibi büyümüş hatta çok acıdır ki felsefenin en büyük üstadı baldıran zehri içerek ölümüne yol açacak bir yolda kendini bulmuştur. Sokrates’in savunması Sokratik sorgulamanın muhteşem bir örneğidir. Sokrates ile ilgili bilgileri onun öğrencisi Platon’ dan öğreniyor olmakta Platon’ un yazdığı her kitabın annesinin Sokrates babasının Platon olduğunu söylememiz pek de yanlış olmayacaktır. Sokratik yöntem deyince Köle örneğini de yazmadan geçmemeliyim. Sokrates sadece sorular sorarak bir köleye geometri problemi çözdürebilmiş ve bunu yaparken sadece kölenin kendi içindeki bilgiyi kullanmıştır. Yazılarımı okuyorsanız eğer bunun koçlukta en önemli etik kurallarımız arasında olduğunu da şu an fark etmişsinizdir. Sokrates yol göstermiyor, tavsiye vermiyor ve de o köleye soru çözümünü anlatmıyor. Bu müthiş yöntem ile sadece Sokratik sorulama ile doğruyu bulmasına yardımcı oluyor.
Sokrates’i anlamak Sokratik yöntemi anlamak bir Koç için en önemli unsur diyebiliriz. Bir çok Koçluk eğitimde Sokratik sorgulama yapacağız denir, güçlü sorular soracağız deniz ancak çoğu kimse bu bölümleri anlatmaz. (4 ayrı yerden eğitim aldım bu bilgileri sorgulayıp kendim araştırıp felsefe atölyelerine katılarak yazıyorum. 🙂 ) Benim gibi işinize aşık biri iseniz ve sorulama yapıyorsanız mesleğinizin hangi kuramlardan ,hangi akımlardan etkilendiğini incelemiş olabilirsiniz. Bununla birlikte güçlü sorular iletişimin yolunu bulmasını sağlıyorum derinliğini bilmesem de olur da diyebilirsiniz.
Şimdi gelelim 21. Yüzyıl sofistleri yani Biz Koçlara. Evet çürük elmalar yüzünden bize de safsatacı deniliyor. Koçlar her şeyi biliyorlar mı ? Diğer yazılarımda çok detaylı bulabilirsiniz bununla birlikte cevabı da kısa vereyim. Evet her şeyi bilmiyoruz. Her şeyi bildiğini zannedenlerin de ne kadar şey bilip bilmediğini de biliyoruz. Bilmenin sonsuz olduğunu ve her şeyi bilmenin imkansız olduğunu da. Ve Tıpkı filozoflar gibi tıpkı sofistler gibi sadece soru sorarak kişinin var olan bilgisini sorgulamasını ve de içsel kaynaklarını kullanarak kendi doğru bilgisini ortaya çıkarmasında yol arkadaşlığı yapıyoruz. İster güçlü soru diyelim, ister açık uçlu soru diyelim, ister Sokratik soru diyelim düşündüren ve farkındalık meydana getiren her soru artık kozasından çıkan bir ipekböceğidir.
Hepinizi çok seviyorum.
Sevgiler.