Sevgili okuyucularım, bir ay aradan sonra yine “Koçlukta Yaklaşımlar” a kaldığımız yerden devam ederek birlikteyiz. Geçen ay sizleri yalnız bıraktığımı biliyorum, öyle ki bir takım nedenlerden dolayı sizlere yeni yazımı yazamadım. Hayat bazen bizim planlarımız doğrultusunda olmayabilir. Ancak yine de bu ay sizlerle olmak muhteşem.
Öncelikle daha önceki yazılarımda hangi yaklaşımları bulabileceğinizi özetlemek isterim. Varoluşçu yaklaşım, Bilişsel Davranışcı Terapi ve Pozitif psikoloji, Gestaltterapi ve NLP (Neuro Linguistik Programming) gibi koçluğun etkilendiği yaklaşımları bulabilirsiniz. Bugün ise sizlerle Çözüm Odaklı Terapi Kuramından koçluğun etkilendiği, koçluk mesleğinin de kullandığı bölümleri kalemim döndüğünce anlatmaya, çok daha doğrusu yazmaya çalışacağım. Umuyorum ki yine çok faydalı, koçluk mesleğinin gelişimine katkı sağlayacak ve belki de bambaşka bir açıdan bakmanızı sağlayacak bilgiler bulacaksınız. Zira sizlerden aldığım geri bildirimler hep bu yönde.
Çözüm odaklı kısa terapi Yaklaşımı 1980’li yıllarda Amerika’da Steve de Shazer, Inso Berg ve birçok meslektaşları ile ortaya çıkmıştır. Çıkış noktası aile terapisi ile olmuştur. 2003 yılında hedef sorunları keşfetme, soruları ve görevleri planlama ve uygulamayı denetleme listesi ile Tolson, Reid ve Garvin önemli gelişmeler meydana getirmişlerdir. Günümüzde aile danışmanlarının en çok kullandığı terapi çeşitlerindendir. Bir sosyal hizmet uzmanı olarak günümüz sosyal hizmetlerinde en çok tercih edilen yöntemler arasında olduğunu söylemeliyim. Bunun tam olarak nedeni ise kısa süreli bir şekilde kişinin sorunlarına kendisinin farkındalığı ile farklı bakış açıları kazandırarak kişinin geçmişiyle ilgilenmeden doğrudan geleceğe uyarlamasıdır. Burada koç kimliğim ile yazdığım için şunu altını çizerek tekrar belirtmek isterim ki; klinik bir alt yapısı olmayan, normal, tam ve donanımlı bireyler ile koçlar gelecek odaklı çalışıyorlar. Diğer yazılarım da bunu çokça açıkladım, ancak üzerinden de geçmek istedim, belki sadece bu yazımla beni tanıma fırsatınız olur diye.
Peki çözüm odaklı çözüm odaklı terapide olmazsa olmazlar nedir? Bakalım bunlar koçlukta hangi noktada kesişiyorlar?
- Değişimin sürekli olarak gerçekleşebileceğine inanılır.
- Çözüm odaklı terapide semptomların altında ciddi bir neden olması gerekmediğine inanılır.
- Geleneksel terapilerde eksiklik ve patoloji belirlenir düzeltilmeye çalışılırken patolojiye bu kuramda bakılmaz.
- Semptomların bulunup ortadan kaldırılması faydasızdır.
- Danışanların güçlü yanları ve bunun için kaynakları var olduğuna inanılır.
- Danışanın değişimin sürekli olduğunu anladıkları zaman bu şekilde davranacaklarını inanırlar
- Danışanın terapiye dirençli olduklarına inanılmaz.
- Yüzeysel ve kısa müdahalelerin oldukça etkili olduğuna inanılır.
- Şikayeti çözmek için şikayet hakkında çok şey bilmek gerekli değildir.
- Hızla değişim her zaman mümkündür.
- Mümkün olmayan şeyleri değildi kolay ve erişilebilir şeylere odaklanmak başarıyı sağlayacaktır.
Sevgili okuyucum, eğer sen de koçluk mesleğine benim gibi aşk ile bağlıysan, bu yukarıda yazdığım, sayısını çok daha fazla arttırabileceğim maddelerin neredeyse hepsinin koçluk mesleğinin içerisinde olduğunu fark etmişsindir. Sadece danışan yerine biz koçlar ne diyorduk; müşteri en büyük fark, tabii ki bu.
Bu kuramın sürecini de şöyle açıklarsak zamanın sınırı olan 5-8 oturum ya da 6 -12 oturum arasında gerçekleşen bir terapi sistemidir. Sorunları tanıma ve değerlendirme ile başlar, hedef sorunların seçilmesiyle devam eder, daha sonra hedef sorunlar önceliklerine göre sıralanır, konuyu spesifik hale getirme ile devam eder, amaçlar belirlenir ve aksiyon üzerinde durularak sözleşmenin hazırlanması ile planlama ve uygulama ile devam eder. Daha sonrasında da son oturum ile çözüm odaklı terapi son… Son oturum çok önemlidir, yerine getirilen tüm görevlerin sorun çözme becerilerinin gözden geçirilmesi ile mesleki çalışma sonlandırılır.
Sevgili okuyucum bundan 7 yıl önce koçluk mesleğine adım attığımda sosyal hizmetler arasında bağlantıları ve yine sosyal hizmetlerin de kullandıkları yaklaşımlarından da yola çıkarak görev merkezli yaklaşımda çok şaşırmıştım. Çünkü koçluk mesleğinin en önemli yapı taşları tam olarak çözüm odaklı terapiyle %100 örtüşüyor tek bir farkla. O da neydi sevgili okuyucum? Danışan değil, koçluk mesleğinde müşteri vardı.
Koçluk görüşme süreçlerinin nasıl olduğuyla ilgili yazımı okuyabilirsiniz. Bu yazıyı okuduğunuzda yukarıdaki çözüm odaklı terapinin tüm basamaklarının orada biraz daha farklı isimlerle (aksiyon yerine eylem planı gibi) olduğunu görebilirsiniz. İşte koçluk o kadar muhteşem ki sürekli olarak klinik özelliği olan kişiler ile çalışan bir çok meslek grubu var iken, sağlam ancak bir desteğe ihtiyaç duyan kişilerin günlük bir sorunda bile herhangi bir tanı, patolojik bir semptom olmadan da kendi çözümlerine sadece bir ortak, bir yol arkadaşı istemeleri kaçınılmazdı. Bu nedenle buradaki aralık noktada koçluk Mesleği oluştu. Sevgili psikolog arkadaşlarım, hepinizi tabii ki çok seviyorum, ancak bir ev değiştirmek için bir psikologa giden hiç kimse tanımıyorum. Bir koç olarak burada tıpkı çözüm odaklı terapi gibi biz koçlar sonuca gidebilmek için bir takım güçlü sorular bir takım tekniklerle o evi değiştirmek isteğinin ve değiştirdikten sonra olacaklara ilgili sadece sorularla müşterimizin kendince yolunu bulmasına bir navigasyon oluyoruz. Yeni bir iş yeri açmak isteyen bir insanın da bir psikologa gittiğini duymuyorum ya da görmüyorum diyebilirim. Bununla birlikte zaten bize gelinen bu verdiğim iki örneği ele alırsak görüşmelerde direnç bir alt yapısal başka bir bulgu olduğunda tabii ki bir uzmana yani sizlere yönlendirme yapıyoruz. Mesleğini hakkıyla yapan koçlar emin olun bunun çok farkında…
Bir sonraki ay “Çözüm Odaklı Terapi 2” ile devam edeceğim. Bu konu koçlukta kullanılan yaklaşımların en önemlisi diyebilirim. Konu uzun, kalemim keskin.
Ve hepinizi çok seviyorum.