Kompozit; kelime anlamı olarak iki ya da daha fazla maddenin kendi özelliklerini kaybedip birleşerek ortaya çıkan farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip yeni maddeye denir. Yeni madde daha dayanıklı ve sağlamdır. Malzemeler eritme veya kaynatma gibi değişik yöntemler kullanılarak birleştirilir. Kompozitler uzay teknolojisi, havacılık, inşaat, otomotiv, ulaşım, sağlık (ortopedi ve diş ) gibi çok değişik alanlarda kullanılmaktadırlar.
1960’lı yılların ortalarından itibaren kullanılmaya başlayan kompozit dolgular, ışınlı dolgu, beyaz dolgu, lazer dolgu olarak da bilinir. Kompozit dolgu malzemesi cam veya kuvars parçacıkları ile akrilik reçine karışımından yapılır. Son yıllarda arka grup (azı dişleri) dişlere de yapıldığından amalgam dolguların yerini almıştır.
Kompozit dolgular çürük dişlerin doldurulmasının yanında, kırılmış ve çatlamış dişleri onarmak, dişler arasındaki boşlukları doldurmak, çekilmiş diş etlerindeki diş kökünü korumak, kısa dişleri uzatmak veya yamuk dişleri düzeltmek gibi estetik amaçlı işlemlerde de kullanılır.
Kompozit dolgu tedavisinde muayeneden sonra gerekirse lokal ya da rejyonal anestezi yapılır. Renk kılavuzu yardımıyla uygun renk seçilir ve hazırlanır. Dolgunun dişe daha iyi tutunması amacıyla pürüzlü yüzey elde etmek için asit sürülür. Ardından uygun bir şekilde yapıştırıcı jel sürülür ve dolgu uygulanır. Dolgunun sertleşmesi için mavi ışık kaynağı tutulur. Işık yoluyla dişle dolgu kimyasal bazda birleşir. Gereken düzeltmeler yapılır, cilalanır ve işlem bitmiş olur. Ortalama bir diş için yarım saat sürer. Aynı seansta birden fazla dolgu yapılabilir. Hasta hemen kullanmaya başlayabilir. 7 ile 10 yıl kadar ağızda kalır. Bu süre kişinin ağız bakımına gösterdiği özene göre daha da uzun olabilir.
Estetik kaygıların giderilmesi, kısa sürede uygulanabilir olması, hemen kullanılmaya başlanması gibi avantajları olan bu dolguların bazı dezavantajları da vardır. Bazen tedavi sonrası dolgulu dişte hassasiyet görülebilir. Bu durum bir kaç hafta sürer ve geçer. Geçmezse mutlaka hekim kontrolü gerekir. Çay, kahve veya sigara tüketimi dolguların renklenmesine neden olabilir. Gerekirse dolgu yenilenir. Doğal bir yapıya sahip olmadığı için sert kabuklu yiyecekleri tüketirken dikkatli olunmalıdır. Basınca dayanıklıkları amalgam dolgular kadar iyi değildir. Özellikle ön dişlerde büyük dolgu uygulamalarından sonra sert ısırma veya koparma hareketlerinden kaçınmak gerekir.
Sağlıklı olmak elimizde…