İşte hazırım sonunda. Uzun bir zaman, uğraşlar ve emekler neticesinde şuan ki halimi aldım. Defalarca yazıldım, olmadı baştan alındım. Olmadı bir daha bir daha…
Etkileyici bir kapak görür görmez okunmak isteyecek bir isim sıkmayacak kalınlıkta, nefes aldırmadan okunacak bir içerik. Bunlar için çok uğraşıldı güzel olayım diye üzerime titrendi, gecesi gündüzü ben oldum yazarımın. Şimdi uzun süren yolculuğumuz buraya kadardı. Bitti. Noktayı koydu ve benim için ayrılmış tozlu bir rafa yerleştirilmek üzere yola gönderdi. Yeni yerimi yadırgıyorum. Özledim her gün özel ilgiye saatlerce sohbet etmeye alışmıştım çünkü. Şimdi ise sadece yanımdan sessizce geçen insanların beni duymaması görmemesi sesimizi daha derinlere götürüyor. Oysa çok vaadler verilmişti bana. Her gün başka ellerde başka seslerde soluk bulacaktım. Unutuluyorum. Hatırlanmıyorum. Adımı çağıran yok. Üstümdeki tozları dahi üflemek için yanıma gelen bir canlı yok. Islanınca kaybolan mürekkep yazılar değilim biliyorum ama gözler değmedikçe yitip gidiyorum. Keşke bitmemiş her gün yeni bir hayalle süslenip duran aman bir eksiği olmasın diye özen gösterilen gelin misali kalsaydım ayağı kırık durmayan gıcırdayan tahta masamızda. Sağımda solumda benzerlerim sıralanmış, her gün hatta her saat değişiyorlar. Anlamadım önceleri neden arka sırlara itelenirken yanımdakiler deşiyordu.
Geçenlerde sohbet eden satıcı ile alıcı arasındaki konuşmaya şahit oldum. Senin bunları biliyor olma ihtimalin beni önceleri kızdırmıştı fakat sonraları benim için neler yaptığını nelerden vazgeçtiğini nelerden uzak kaldığını hatırlayınca yaptığım haksızlığı anlayıp utandım. Keşke sesimi duyan olsaydı. Sırf ünlü bir ismin kaleminden çıkmamış olmam, tanıtımımın olmaması beni ve benim gibileri değersiz mi kılıyordu yani. Oysa, kim bilir belki de birçoğundan daha derin daha hayatlarıyla doluydum. Üstümdeki tozları üfleyip görebilselerdi bizi gönül gözlerine binlerce gözlük almaları gerekirdi…
(La/ Cam Şişede Notlar)