“İlk denemen kötü olacak.
İlk sunumun kötü olacak.
İlk konuşman kötü olacak.
İlk mülakatın kötü olacak.”
Ancak ilkiniz olmazsa, yüzüncü denemeniz de olmaz. İlk başarısızlık ağır olur; metrelerce uzayıp giden bir gökdelenin önünde yukarı bakıp bittiği noktayı görememek gibi. O binanın yanında küçücük bir zerre gibi hissetmek, ne kaçınılmaz bir heves boşluğu ve ne kaçınılmaz bir ufalmışlık düşüncesi…
Sanki her şey tam da o ana ulaşmak için yaşanmış, sanki her şey o an beklenilen başarıyla bağlantılıymış gibi. Yapılan işin beklentiyi karşılamayacağı kaygısı, sayısız olumsuz düşünceyi nasıl da aktifleştirip zihni meşgul ediyor, değil mi?
Defalarca tasarlanan konuşmanın seyrinde gitmemesi, sözlerin amacını aşması ya da sözlerin hissedilen duyguyu yeterince ifade edemediği hissi, nasıl bir ümitsizliğe sürüklüyor insanı…
İlk iş görüşmesi… Elini kolunu nereye koyacağını bilememek, heyecandan sanki dışarıdan sesi duyulacakmış gibi atan kalbin gümbürtüsü, neler olacağına dair olumlu-olumsuz sanrıların hızlı geçişi…
İlkler başarıyla sonuçlanmayabilir. İlkler olumsuz durumlarla karşı karşıya gelmenize sebep olabilir. İlkler size mahcup hissettirebilir.
İlk kez yaşanacak olan tecrübenin sonucunun kötü olması sorun olmamalı; çünkü hiç kimse yaptığı işi doğuştan bir bilgi olarak getirmiyor. Deneyimler öğreticidir. Deneyimler, işinizi mükemmel seviyeye getirmenize yardımcıdır. Deneyimler sizi siz yapan; içinizdeki cevhere ulaşmanızı sağlayan merdivenlerdir.
Hayata karşı hevesle yapacağınız girişim için cesaretle atılımda bulunduğunuz andan itibaren elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza olan güveninizle, sonucu ne olursa olsun kabule geçerek; bu süreci kendi lehinize çevirecek bilgilere ulaşarak bir sonraki adımınızda daha sağlam ve başarılı olacağınız sonuca ulaşmanız konusunda donanım kazandıracağını unutmayın.
Gökdelenin önünde bekleme hissini yaşatan başarısızlığın, sizi o gökdelenin en zirvesine çıkaracak bir kamçı olmasına izin verin. Bu süreçte çevrenizden gelen olumsuz söylemlere ve önyargılara kulaklarınızı kapatarak sadece kendinize ve yapmak istediğiniz her ne ise ona odaklanın.
Çünkü yolun sonunda yaşayacağınız gurur hepsinden kıymetli ve siz buna değersiniz.
İster bugünlerde yapmayı düşündüğünüz bir girişim, ister yıllar önce yapmış olduğunuz ama başarısızlıkla sonuçlandığı için vazgeçtiğiniz bir girişim… Hadi, bugün bir milat olsun.
Yapmak istediğiniz ama başarısız olmaktan korktuğunuz o iş,
Konuşmak isteyip ertelediğiniz o can alıcı konu,
Gitmek isteyip “Orada yapabilir miyim?” dediğiniz göç hikayesi,
Yazıp yazıp sildiğiniz o satırlar ya da beğenilmeyeceğinden korktuğunuz sayısız çizim,
Başvurmak için doğru zamanı beklediğiniz o iş ilanı,
Karar verdiğiniz ama bir türlü hayata geçiremediğiniz o hayaliniz…
Her ne ise içinizde ukde kalan, yapmaya cesaretinizin kırıldığı girişim, bugün yeniden deneme zamanı. Öncekinden farklı olarak korkmadan, aksine denemiş olmanın derin huzuru içinde atacağınız o adım, belki bir gün “İyi ki!” diyerek anacağınız bir olaya sebep olur. İleride kocaman bir “Keşke!” ile hayıflanmadan, şimdi yapma zamanı.
“Bir hayali gerçekleştirmeyi imkansız kılan tek şey vardır: başarısızlık korkusu.”
— Paulo Coelho
Denemekten korkmayın! Denemenin bir adım olduğunu, denemenin başarıya giden yolda bir basamak olduğunu unutmayın ve kimsenin ya da hiçbir şeyin sizi bu anlamda geri adım attırmasına müsaade etmeyin.
Başarısız olmaktan geçmeyen bir akıl yolu, cesaretin eşiğine uğramamış demektir.
Bırakın tüm korkuları, endişeleri… Sadece yapmaya niyet ederek ilk adımı atın; bu adımda olmayacağını da varsayarak ve sonraki adımda kesinlikle başaracağınıza inanarak.
Çünkü ilk denemenin kötü olması, sonrasında harika sayısız deneme getirecek. Neden mi? Çünkü öğreneceksiniz. Öğrenileni yapmak her zaman kolaydır.
Hazırsanız o gün, bugün. Denemeye var mısınız?