Körlük

Abdulhadi Yazıcı 130 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Perdeler, gündüzler, geceler, heceler, sesler, gölgeler, şarkılar, yurtlar, savaşlar ve sulhlar.

Yazıma bu kelime silsilesiyle başlamamın temel sebebi muhakkak ki gözümüzün önünde olup biten koca bir katliamın varoluşudur. Bu, medya eliyle, global çevrelerin eliyle ve dahi para babalarının eliyle normal bir durum haline gelmiştir. Kulağımızda müzikler ve ezgiler küçük bir kulaklık yoluyla bize ulaşırken onların kulağına koca bir sisi andıran görüntüsüyle bomba çınlaması, gözleri kör edecek denli toz bulutları, anne babaları evlatlardan ayıran silah gölgesi ve dahi düşman propagandası sayılacak türden marşlar duymak nasiplerine düşüyor. Artık bizler o denli körlük ve kötülük kıskacına düştük ki gözümüzün önünde olup bitene lal olduk.

Ancak bu kötülük kıskacı yalnızca birtakım tüketim sürecine katkı sunarak ürün alışverişi yapmakla olmuyor. Bu, elimizdeki iletişim araçlarını sınırlandırarak da oluyor. Örneğin neden hep başkalarından gelen güncel ürünleri veya platformları kolayca kabulleniyoruz? Bunun en temel nedeni hiç şüphesiz elimizdeki imkanları kullanmıyor oluşumuz veya kısıtlı bir şekilde kullanmamız.

Kendi içimizdeki problemlere dönecek olursam, hasta bebekler yararına düzenlenen bir yardım gecesindeki toplanan paraya bir de yeni çıkan bir akıllı telefon için toplanan alıcı kalabalığın verdiği parayı hesaba katmanızı öneririm. Kendi içimizde birlik olmayı çoğu zaman becerebilsek de bazı zamanlar yararlı olan bir şey için bu çabayı gösteremiyoruz. Zira aldığımız yeni nesil telefonu sosyal medya hesaplarımızda paylaşarak gösteriş yapabilsek de yardım için gönderilen parayı maalesef ki sosyal medya hesabımızda paylaşamayız. Her birimiz kontrol etmemiz gereken makinelerin esiri olmuş durumdayız.

Üstat Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘’Saatleri Ayarlama Enstitüsü’’ adlı eserindeki gibi bir çağı yaşıyoruz resmen. Makineler insanların esiri olması gerekirken insanlar onların kölesi oldu. Makinelerin tıkırtısı artık ruhumuzu esir edip işgal ediyor. Önümüze serilen prangalar karşısında çaresiz kalıp izlemekle ve durumu kabullenmekle yetiniyoruz. Üstelik bulunduğumuz durumu yine bir eserden örneklendirmeye çalışayım. George Orwell’ın büyük distopyası olan ‘‘1984’’ adlı eserinde tarif edilen ‘’Büyük Birader’’ isimli karakter, dünyamızın tepesine illet gibi dikilen teknolojik aletler ve onların ağababaları da olabilir. Zaten büyük bir delilik her an yanı başımızda, sanal ekranlarda. Artık kitaplarımızı ekranlardan, radyomuzu ekranlardan ve en önemli, kutsal olan aşk duygusunu maalesef ki flört uygulamaları en nihayetinde ekrana aldı.

Tüketim ve kapitalist budalası olan yaşadığımız çağda dijital delilik baş gösteren bir virüs haline gelse de insanlığın yapacak birçok şeyi göz önünde bulunuyor. Örneğin boş kalan zamanımızı doldurmak adına yeni hobiler edinebilir veya zamanımızı yapılandırmak adına küçük hedefler koyabiliriz. Bu sayede yaşama amacımızı kaybetmeden günlük hayatımızı olağan akışında yürütebiliriz. Başlarda büyük zorluk çekileceğinin farkındayım ancak bu sarmaşık döngüden kurtulmanın en büyük çözümü zamanı yapılandırmaktan geçiyor. Bu hızlı geçen zaman dilimlerini değerlendirme yoluna girişmezsek araya birçok zararlı bağımlılıklar ve türlü kötülükler ortaya çıkar.

Sonuç olarak insan zihinsel olarak büyük bir körlük içinde olabilir, ancak körlük ve sarmaşık zinciri insanın kendi iradesine vurulan koca bir mazgaldan başka bir şey değildir. Sağlıklı bir zihin yapısı, zamanı planlayıp düzenli bir hayat akışından geçer. Unutmayın; körlük insan zihnini öldürmese de felç eder, ancak irade ve sağlıklı bir zihin yapısı insanı her zaman dinç tutar. Önemli olan körlüklerden sıyrılmakta.

Bu ay Cumhuriyet Ayı. Yine her zamanki gibi neşe ve coşku dolu yüreğim, çünkü 29 Ekim şanlı tarihimize kazınan koca bir onur. Ben ise Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kutlu mirası Cumhuriyet değerlerine sahip çıkacağıma tekrardan söz veririm. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutlarım.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version