Koşalım

Dilek Erdem 348 Görüntüleme Yorum ekle
7 Dak. Okuma

“Rümeysa için…”

Bukleli saçlarını savura savura koşuyordu.

Üst mahalleden yokuş aşağı bir solukta inmişti. Köşeyi dönerken hızını alamayınca genişçe bir manevra yapmak zorunda kalmış, freni tutmayan araba gibi savrulmuş, karşı kaldırımdaki kasabın kedisine çarpmaktan son anda kurtulmuştu. Aslında kurtulan o değil zavallı kedicikti, çünkü korkudan tüyleri diken diken olmuş, hırlayarak zıplamıştı.

Kedinin can havliyle sıçraması da onun hızını kesemedi. İşi çok acildi. Mutlaka bir an evvel hedefine ulaşmalıydı. Cadde boyu koşmayı sürdürdü. Fırını geçti, nalburu geçti manavın önünden geçerken…

Ne olmuştu yani eteği mandalina kasasına takılıp devrildiyse, bütün mandalinalar sokağa saçıldıysa. Arkasından söylenecek ne vardı. Bu manav amca da bir tuhaftı. Babasına söylemeliydi, artık bu manavdan bir şey almasındı.

Bakkalın önünden geçerken kımıl kımıl jelibonlar, janjanlı cipler ona göz kırpmıştı ama duramazdı. Balıkçıya da taze balık gelmişti. Canlı mı canlı. Kocaman mavi leğendeki suyun içinde denizdeymiş gibi kıpır kıpır oynuyorlardı ama durup da onları izleyecek vakti yoktu elbette.

Çiçekçinin önüne gelince o günü hatırladı. İçinden “hıh” dedi. Daha yeni tanıdıkları birine çiçek alan ve aşırı ilgi gösteren akrabalarını hiç anlamamıştı. Çok saçmaydı bu alaka.

Kafasının karışıklığından olacak, eli kolu dolu Neriman teyzeye çarpmasıyla kadını kendi etrafında bir tur döndürmesi bir oldu. Neriman teyze “Ayol ne bu canım, düşürüyordun beni haylaz kız. Koca kaldırımda yer mi yoktu da geldin çarptın” diye söyleniyordu yerlere saçılmış sebzelerini toplarken. Koca kaldırımda yer mi yokmuş?

– Var mı Neriman teyze? Sen kaplamışsın koca kaldırımı- diye düşündü ama söylemedi elbette. “Kusura bakma Neriman teyzee” diye bağırırken de arkasına bakmadan koşuyordu.

Sonunda hedefine ulaşmıştı ama dizlerinde de derman kalmamıştı. Elleriyle ruku vaziyetinde nefeslenirken kapıdan çıkan müşterinin “iyi misin hanım kız” demesiyle doğruldu.

Müşteri hanım “su ister misin ufaklık” derken, kasadan seyirten adam küçük kızı kucağına almıştı bile. “Teşekkür ederim hanımefendi, ben ilgilenirim çünkü bu minik tavşan benim kızım.”

Babasının verdiği suyu içerken bir yandan da etrafa bakınıyordu.

“Aaa yeni boya kalemleri mi geldi dükkâna? Arkadaşlarıma hediye edebilir miyim baba? Anaokulunda çocuklar hep soruyor. -Baban kırtasiyeciymiş, bize boya kalemi getirmeyecek misin?- diyorlar.”

“Tamam kızım tamam. Söz kalem vereceğim arkadaşlarına. Ama hani sen de bana söz vermiştin. Bir daha böyle kaçıp gelmeyecektin evden. Annenin aklı çıkmış yine.”

“Ama baba, bilmiyorsun neler oldu!”

Babası telefonu kulağına görürken “önce anneni arayalım olur mu?” demişti. Kollarını kavuşturmuş bekliyordu babasını. Gözü renkli kalemlerdeydi ama şimdi daha önemli bir mesele vardı. Bütün olanları anlatmalıydı. Nihayet babası yanına geldi. “Anlat bakalım seni dinliyorum küçük hanım.”

Kocaman gözlerini daha da açtı. Uzun kara kirpiklerini kırpıştırdı. Başını iki yana çaresizce sallıyor, bu durumdan nasıl kurtulacağını bilemediğini ifade eden derin bakışlarla, söyleyecekleri için babasını hazırlıyordu.

“Çok kötü baba çook!”

“Ne diyorsun, hadi canım!”

“Bu gün yine, Fatma teyze beni okuldan aldı.”

“Ama bunu konuşmuştuk kuzum. Annen iyileşene kadar Fatma teyzen alacaktı seni.”

“Onu anladım da, asıl çok kötü olan şey başka…”

Küçük kızın gözlerinden, bir faciaya şahit olduğunu okuyan babası, kızını daha da dikkatli dinlemeliydi şimdi.

“Daha kötü ne olabilir kızım, korkutma beni…”

“Çok fena baba çook. Annem bu gün naptı biliyo musun? Şehriye çorbasını taşırdı.”

“Aman Allah’ım olamaz!”

“Yaa… Evet. Oldu. Ocak hep battı. “Of ya” dedi “başıma bi de bu çıktı” dedi. Eskiden annem, hiç çorbayı taşırmazdı, dimi baba.”

“Aslında bazen taşabilir çorba. Biraz iş çıkmış ama halletmiştir anneciğin nasılsa.”

“Ama bi de noldu biliyor musun, ütü yaparken de gömleğini yaktı. Yaa… Eskiden olmazdı hiç dimi?”

“Gerçekten mi? Hay aksi. Annene bir şey olmadı değil mi?”

“I ıh. Olmadı.”

“Çok şükür o zaman. Önemli olan sağlık, değil mi kuzum? Önemli olan sizin iyi olmanız.”

Küçük suratı düşmüş, babasından görmeyi beklediği tepkiyi görmediği için canı sıkılmıştı.

“Ama daha kötüsü var” derken gözlerini yukarılarda gezdirdi. Kısa bir an düşündü, düşündüğünü belli etmemeye çalışarak.

“Öyle mi? Bütün bundan daha mı kötü?”

“Evet baba. Daha kötü. Annem ödevimi yaptırmadı biliyo musun? Şimdi çok yorgunum, baban akşam yaptırır kızım” dedi.

“Sahi mi? yaşasın o zaman. Biliyorsun seninle beraber ödev yapmayı çok seviyorum. Sabırsızlanıyorum birlikte ödev yapmak için. İşte bu harika bir haber. Sen de sevindin değil mi?”

“Hıı. Sevindim. Bi de bu gün de öyle çok ağladı ki, annem hep kucağında tuttu ama yine de susmadı baba!”

“Hımm. Daha küçük tabi. Senin gibi güzel bir abla değil henüz.”

Gözleri dolu dolu olmuştu. Ardından peş peşe sıraladı. “Dayımlar ona çiçek almıştı, bana almadılar. Fatma teyzem de meyve getiriyo, ye de bebeğe sütün olsun diyo. Ama baba bebek hep altına çiş yapıyoo!”

“Bütün bunlar yüzünden mi koşarak buraya geldin yavrucum?”

“Evet. Yok yok. Evet. Hayır hayır. Koşmayı seviyorum ben. Ama bazenleri de canım sıkılıyor, koşmak istiyorum o zaman…”

“Demek öyle. Peki, madem, Hadi bu gün dükkânı erken kapatalım ve evimize gidelim.”

“Beraber mi koşucaz yanii?”

“Evet canım. Artık ne zaman canın koşmak isterse bana söylemen yeterli. Sadece ben işten dönene kadar sabretmelisin. Oldu mu? Anlaştık mı?”

“Ama sen yaşlısın. Yorulmaz mısın?”

“Yorulursam birlikte dinleniriz. Olur mu?”

“Ya bebek büyüdüğünde ne olacak?

“O zaman, anneni ve bebeği de alır, hep birlikte koşarız olmaz mı?”

Bu fikir pek hoşuna gitmese de, şimdilik, sustu.

Kocaman gülümsemesi yüzünde, rengârenk boya kalemleri elinde, babasıyla çıktı dükkândan. Cadde boyu yürürlerken, esnafla göz göze gelmemeye çalışıyordu. Tam köşede geriye döndü, ona göz kırpan manav amcayı görünce dayanamadı kıkırdadı.

Yokuş yukarı koşmak zordu ama düzlüğe çıkınca, eve kadar koştu baba kız.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Dilek Erdem
Bağlantılar:
Eğitmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version