Bursaspor’a mutluluk ve huzur haram mı acaba?
İyi ve hızlı giden bir araçta aniden el freni çekmek kime has bir şey acaba?
Yola Süper Lig hedefiyle çıkan Bursaspor, geçmiş dönemde yaşadığı kabuslardan ders çıkarmıştır diye düşünenler olabilir… Bununla ilgili fikir yürütenler ve hatta karşı çıkanlar da olabilir…
Arkadaşlar kusura bakmayın ama bu camianın fıtratında bu hamurun yoğurulmadığı çok da aşikar bir pozisyona gelmiş durumda değil…
İnanamıyor insan, gerçekten de yorumlayamıyor… Nasıl bir ruh hali, nasıl bir psikoloji veya da nasıl bir kaygının tam da vücut bulmuş hali?
Gümbür gümbür engelsiz yola devam eden Bursaspor, kendi ayağına çelme takarak Teknik Direktör Pablo Martin Batalla ile vedalaştığını duyurdu bir çarşamba akşamı… Herkes bunun bir fake hesaptan atıldığını düşündü. Sosyal medya çalkalandı, telefonlar susmadı. Herkes en sevdiğini arayıp bunun nasıl gerçekleşebileceği ihtimalini sordu.
Yanıt alamadı. Ardından kılıçlar çekildi, taraflar seçildi. Doğru ya da yanlış üzerinden varsayımlara gidildi. Kimine göre yönetim, kimine göre Batalla haklıydı. Malum taraf olmayan bertaraf oluyordu.
Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Batalla’ya teknik ekibine takviye yaptırmak istediğini belirtirken, Arjantinli genç çalıştırıcı bunu reddedip güya rest çekmişti.
Kamuoyu ikiye bölünürken, EGO savaşları yaşandığı da gündeme geldi. Aslolan Bursaspor’ken bir anda tartışma tarafları farklı konumlandı.
Çekilen restlerin üzerinden 72 saat geçti. Şimdi yeni bir karar alma zamanıydı. Yeni bir tweet’le suların durulduğu bilgisi geldi. Camia inanmak istiyordu ama bilgi teyit edilemiyordu.
Ve ilerleyen saatlerde resmi açıklama ile Batalla çok uzaklaşamadan geri döndü. Önemliydi ve sevinç meydana getirdi.
Şimdi kartlar yeniden dağıtıldı. Batalla yeniden takımının başında ama aynı heyecan ve güven duygusu içinde mi bilemiyoruz.
Krizsever Bursaspor, aynı zamanda krizsavar olduğunu ilk kez gösterdi.
Allah tekrarlarını nasip etmesin!