Bireylerin çoğu, günlük yaşamlarının monoton ve tek düze oluşundan şikâyet ediyor. Bu duruma, psikolojik bir perspektiften bakıldığında birçok neden ortaya konulabilir. Öncelikli olarak, bireylerin çoğu günümüz çağında, iş yaşantısını ve özel hayatını hızlı ve tempolu bir şekilde geçiriyor. Bu durumda bireylerin, sürekli olarak bir meşguliyet durumu içerisinde olmasını ve bireylerin başarmayı arzuladıkları hedeflerin peşinden koşma çabasıyla, günlük yaşantılarını idame etmeye çalışmasına sebep oluyor.
Ortaya çıkan bu durum, bireylerin günlük yaşamlarındaki farkındalıklarının azalmasına ve daha çok stres faktörüyle mücadele etmesine yol açıyor. Günlük hayatın telaşıyla mücadele etmeye odaklanmış olan bireyler, genellikle yaşamlarında var olan küçük mutlulukları göz ardı ediyor. Bireyler, günlük yaşamlarındaki küçük olumlu olayların kendilerinde hissettirdiği mutluluk hissiyatını küçümseyici bir tavırla yaklaşıp sürekli olarak daha büyük ve somut bir mutluluk arayışı içerisine giriyor. Sürekli olarak somut ve büyük bir mutluluk isteyen bireylerin çoğu, yaşamdan zevk almayı ve anın tadını çıkarmayı unutuyor. Bu süreç doğrultusunda, bireylerin tatminsiz, hırslı, kaygılı ve depresif duygu durumlarına sahip olma olasılıkları artış göstermekte.
Günlük hayattaki farkındalıkları arttırmaya yönelik bir çözüm yolu bulabilmek için, ilk akla gelen pratik, son yıllarda popülerliğini günden güne arttırmakta olan “Bilinçli Farkındalık” yani Mindfulness pratikleri. Bilinçli farkındalık pratikleri, bireylerin yaşadıkları ana odaklanmalarına olanak sağlayıp, günlük yaşam hızının düşmesine, böylelikle de farkındalığına sahip olunmayan küçük pozitif olay ve durumların farkındalığına sahip olunmasına yardımcı olur. Bireylerin günlük yaşantılarındaki küçük mutlulukların farkındalığına sahip olabilmeleri için yavaşlaması, anı yaşamaya odaklanması ve çevresine karşı daha duyarlı bir şekilde yaklaşması gerekir.
Bilinçli farkındalık pratikleri haricinde, bireylerin günlük olarak kendilerine Bugün beni mutlu eden 3 şey neydi? sorusunu yöneltmesi ve kendilerince buldukları cevapları yazıya dökmesi de küçük mutlulukların farkındalığını sağlamak için etkili bir yöntem. Bu yöntem sayesinde, bireyler geçmiş yaşantılarında kendilerini neyin mutlu ettiklerini tekrardan kendilerine hatırlatabilirler. Ayrıca, bireylerin günlük hayatlarında karşılaştıkları olumlu durumlara karşı teşekkür etme ve şükretme bilincine sahip olması durumu da küçük mutlulukların farkındalığını arttıracaktır. Örnek olarak, günlük yaşantınızda içtiğiniz kahvenin vermiş olduğu tadın lezzeti, sevdiğiniz birinden gelen sevindirici bir mesaj bildirimi veya tek başınıza yürüyüşe çıkmanın vermiş olduğu keyifli yolculuk… teşekkür ve şükür sebepleri arasında gösterilebilir.
Küçük mutlulukları hayatımıza dahil etmenin en önemli yolu, anı yaşamak ve kendimize yeteri kadar zaman ayırabilmekten geçer. Anın içinde kalmayı başaramayan bireyler çoğu zaman geçmiş ve gelecek arasında takılı kalır. Örnek olarak, bir bireyin tüm gün yemeği hayal ettiği yemeği yerken geçmişte yaşadığı bir olayı düşünerek yemeğini yemeye devam etmesi durumu, bireyin yediği yemekten herhangi bir lezzet almamasına ve yediği yemeğe karşı şükür hissiyatı yaşamamasına yol açar. Kendisine yeteri kadar zaman ayıramayan bireylerde hem fiziksel hem de zihinsel olarak gözlenebilir bir tükenmişlik ve yorgunluk durumu ortaya çıkar. Bu tükenmişlik ve yorgunluk durumu, bireylerin günlük yaşamına odaklanmasını zorlaştırarak bilinçli farkındalık düzeyini düşürür.
Bireylerin kendilerine zaman ayırabilmesi için çalışırken küçük molalar vermesi, sevdiği aktivitelere yönelmesi örneğin, yemek yapmak, bisiklete binmek, meditasyon yapmak… gibi bireylerin yaşadıkları ana odaklanmalarını kolaylaştırarak, anın akışından gelen mutluluğun farkındalığına varmalarını sağlayacaktır. Son olarak, bireylerin büyük hedefler belirlemek yerine daha minimal ve gerçekleşme ihtimali daha yüksek olan hedeflere odaklanması bireylerin stres ve kaygı düzeylerinin azalmasına ve günlük yaşamlarını, mücadele etmek zorunda oldukları bir yaşantı olarak algılamasına engel olur.
Hayattaki küçük mutlulukların farkındalığına varmak bireylerin yaşam kalitesini, ruh sağlığını ve stresle başa çıkabilme metotlarını pozitif şekilde etkiler. Farkındalığına varılmış olan küçük olumlu olay ve durumlar bireylerin içsel motivasyonlarını arttırarak hayata karşı olan bakış açılarını pozitif yönde şekillendirir. Bireyler hayatlarının zorlu dönemlerinde, günlük yaşamlarındaki ufak mutluluklara odaklanarak biraz mola verip nefes alma fırsatı elde edebilirler. Unutmamalıyız ki, yaşadığımız küçük mutluluklar hayata değer katabilmemiz için küçük ama anlamlı bir yol sunar.