Amerikalılar tek başına bir devlet olarak ifade ettiği Filistin mücadelesi ve bağımsızlığına tüm hayatına adayan Kudüs Başmüftüsü Hacı Emin El-Hüseyni‘nin mücadelesini, şahit olduğu olayları kaleme aldığı Kudüs’ten Beyrut’a Hatıratım ve Mücadelem eseri üzerinden Filistin’i, Yahudilerin ve Siyonistlerin Filistin üzerindeki emellerini ve karakter özelliklerini, İngilizlerin bu topraklar üzerindeki Filistin ve Ortadoğu’daki çirkin siyasetini, Avrupa Devletlerinin Filistin’e topraklarında izledikleri siyasetini, Mısır, Irak, İran, Lübnan, Ürdün ve diğer Ortadoğu devletlerinin Filistin mücadelesindeki katkılarını Hacı Emin El-Hüseyni gözüyle kıymetli okuyucularıma paylaşmak istiyorum.
Filistin toprakları için mücadele etmiş ve şahadete yürümüş lider konumundaki insanların hayatlarını bilmek Filistin’i ve Filistin davasını daha iyi anlayıp kavramamıza neden olacaktır.
Filistin’deki bugün yaşanan olayların geçmişteki durumlarını iyi anlamayıp, kavramayıp kulaktan duyma propaganda ile hareket edildiği zaman Filistin davasını anlayamamamıza neden olacaktır. Misalen özellikle Yahudiler tarafından ortaya atılan bir sözü de buradan geçmeden edemeyeceğim. ‘‘Filistin topraklarını Araplar sattı.’’ diye söylenen bu ifadenin gerçekle hiçbir alakasının olmadığını tarihsel bakış açısından incelendiğinde daha net bir şekilde görmüş oluyoruz. Bu yanlış söz maalesef İslam dünyası içinde de ifade edilmektedir. Yahudi ve Siyonistler tarafından bu tür sözlerin dünya kamuoyuna ve İslam aleminin içerisine sokarak Müslümanların Filistin davasından uzaklaştırma hedefinin de gözden kaçırmamamız gerektiğini görmemiz gerekir.
20 yüzyılın en etkin ve siyaset adamı, hayatını Filistin’in bağımsızlığı için adayan Kudüs Başmüftüsü Hacı Emin El-Hüseyni’yi kısaca tanıyalım.
Seyit Emin El-Hüseyni 1897 yılında Kudüs’te dünyaya geldi. İlkokul ve liseyi Kudüs’te okudu. Mısır’da El-Ezher Üniversitesine devam etti 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda subay olarak görev yaptı. Savaştan sonra kendi anavatanı olan Kudüs’e geri döndü. Kudüs’te ilmi kültürel birçok alanda kulüpler kurdu. Kudüs’te İngiliz ve Siyonist Yahudi hareketlerine karşı direniş hareketlerini örgütlemek ve gençleri mücadele edebilecek için çalıştı.
Birinci Kudüs ayaklanması 1920 nisan ayında Hacı Emin El-Hüseyni tarafı liderliğinde başladı. 1921 tarihinde kardeşi merhum Seyit Muhammed Kamil el-Hüseyin’i vefat etmesi nedeniyle yerine müftülük makamına getirdi. 1922 yılında yüksek İslam Meclisi Başkanlığı’na seçilen Hacı Emin El-Hüseyni meclisin idaresini düzene ve işlerini tanzim etti.
1930 yılında İngiliz hükümeti ile Filistin meselesini görüşmek ve Filistin halkının taleplerini iletmek için Filistinli bir heyet ile Londra’ya gitti. Buradan İsviçre’ye geçerek mandalar Komisyonu Genel Sekreteri Sir Erik Dorummod ile bir araya geldi. İslam Dünyası Konferansı’nın gerçekleştirilmesi ve Filistin meselesini dar bir mesele olmaktan çıkartıp Arap ve İslam dünyasının genel meselesi haline getirmek için bütün gücünü sarf etti.
1934 senesinde Arabistan ile Yemen arasında çıkan savaşta barış heyeti kurarak iki taraf arasında barışın sağlanması, kardeş kanının durmasına vesile oldu. 1936 senesinde büyük Filistin direnişi başladığı zaman Yüksek Arap Konseyi başkanlığına getirildi.
1936’dan 1939 yılına kadar süren büyük Filistin direnişini başlatan Hacı Emin El-Hüseyni 1937 yılında Filistin’deki yaşanan halk direnişinin öncüsü olarak görülen Hacı Emin El-Hüseyni’yi İngilizler tarafından tutuklamak için harekete geçirildi. Hacı Emin El-Hüseyni İngiliz ordusunu atlatarak bir Lübnan’a geçti. 1939 yılında Fransızların İngilizlere teslim edilmesi şüphesi üzerine Irak’a, 1941’de Irak’ın İngilizler tarafından işgali üzere İran’a geçti. İran’dan Türkiye üzerinden Avrupa (Berlin)’e geçti.
İkinci Dünya Savaşı süresince Almanya’da kaldı. Avrupa’da Almanya, İtalya da başkanları başta olmak üzere birçok devlet adamları ile Filistin meselesi için görüşmelerde bulundu. Almanya’nın mağlubiyeti üzerine Fransızlar tarafından yakalanarak Paris’e götürülüp göz hapsinde tutuldu. 1946 yılında Fransızların elinden kurtulup kaçmayı başardı ve Mısır’a geldi. 1959’da Beyrut’a yerleşerek 1977 yılında Beyrut’a ilahi Rahmana kavuştu.
Amerika istihbaratı 1952 tarihli bir raporunda Kudüs Başmüftüsü Hacı Emin El-Hüseyni’nin şöyle tarif ediyor.
‘‘Kudüs Müftüsü Hacı Emin El-Hüseyni‘nin dünyanın en tartışmalı ve en kötü şöhretli siyasi liderlerinden biridir. Herhangi bir ülkenin kralı değildir, ordusu yoktur, sürgünde her an kılık değiştirerek bir ülkeden diğerine kaçmaya hazır bu durumdadır. İngilizleri Fransızlara, Fransızları İngilizlere karşı ve Amerikalıları her ikisine karşı kullanmaktaki olağanüstü yeteneği nedeniyle hayatta kaldı. Ayrıca Araplar arasında onları, Siyonistlere karşı savunan bir sembol konumuna yükseltti. Oyun kurmadaki ustalığı bir arap hizbini diğerine karşı maharette manipüle etmesi ile birleşik bir Müslüman dünya sloganının popülaritesinin birleşmesi onu Ortadoğu’da başa çıkılması imkansız bir sembol ve güç haline getirdi. Tek başına ve bir Devleti olmadan Müslümanlar adına Uluslararası bir oyun oynuyor. İslam dünyasının ihanetler yetersizlikler içinde karmaşık ve sayısız parçaya bölünmüş olması onu idealinden vazgeçiremez’’ diyor…
Yazıma son verirken Kudüs Başmüftüsü Hacı Emin El-Hüseyni Filistin davasındaki bu haklı mücadelesinde, tarihe adını silinmeyecek harflerle yazdırdı. Allah rahmetiyle muamele etsin. Mekanını cennet eylesin..
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere…
Kaynak: Kudüs’ten Beyrut’a Hatıratım ve Mücadelem/Kudüs Başmüftüsü Hacı Emin El-Hüseyni (Ketebe Yayınları)