Zorlu hayat yolunun gariplerinden biri,
Hakkın aşkıyla dolu, yok bu yolda kibiri.
Yüreğinde fırtına, eser ezelden beri,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Güler geçer el gibi, atmış hırsın zehrini,
Fanidir, bunu bilir, düşünmez hiç tersini.
İbretler ile bakar, görür hak hikmetini,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Gecede uyku bilmez, gezer divane gibi,
Kıyamına durur da anar sevgilisini.
Anlamak mümkün değil, aşkla dolu kalbini,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Doyamaz anmalara, var mı vuslat gibisi?
Bitmeyen bir sevgidir, Yaradan’a sevgisi.
Geçse saatler öyle, gelir sanki an gibi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Ağlar, ağlar haline, günahta çok vergisi.
Saysa da bitiremez, isyan, nisyan hangisi?
Kapısına kapanır, Tevvab ismin incisi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Dua üstüne dua, vesile sevgilisi,
Muhammed Mustafa’dır (s.a.v.), âlemin efendisi.
Ahiretin yurdunda komşu eylesin bizi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Hüzün bulutlarında ister daha ötesi,
İman ile son nefes yegâne endişesi.
Rahmetinden umarak, gündüz ile gecesi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Başka aşka ne hacet, bu aşkın ta kendisi.
Unutturur ne varsa, yok Allah’tan ötesi.
Varsın kimse olmasın, Allah onun kimsesi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Hiç ol Hakk’ın yolunda, giy sen hiçlik rütbesi.
Oyun, eğlence değil, kolay değil ötesi.
Her şeyin hesabı var, yoktur geçip gitmesi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.
Ali Rıza imrenir, değil kıskanç birisi.
Doldurayım çeşmeden, görmesin hiç kimseyi.
Bu sevda gizli kalsın, bu yolun en iyisi,
Bir fakir var şurada, yaşar bazen kul gibi.