İnsanın üç temel ihtiyacı vardır. İlki, yeme-içme, ikincisi giyinme, üçüncüsü barınma.
Öyle tahmin ediyorum ki aç değilsin, susuz da değilsin. Şu an yaşadığımız ülkede açlıktan ölen bir birey var mı? Bildiğimiz kadarıyla yok. “Benim hiç kıyafetim yok, çıplak geziyorum, üstümü örtecek kıyafet alacak param yok,” diyen var mı? Bildiğimiz kadarıyla o da yok.
Buraya kadar güzel; iki temel ihtiyacımızı iyi kötü karşılıyoruz fakat barınma ihtiyacı konusunda bazı sıkıntılar var. Dolayısıyla, eğer başınızı sokacak bir eviniz ya da bir barınağınız yoksa, temel ihtiyaçlarınızı karşılayamıyorsunuzdur.
Günümüzde ev sahibi olmak çok zor. Otuz bin lira maaş alan birinin, bir buçuk milyonluk, çok da konforlu olmayan bir eve sahip olabilmesi için 50 ay boyunca yemeden içmeden para biriktirmesi lazım. Bu da yaklaşık dört sene ediyor.
İkinci bir seçenek ise ev kiralamak. Ülke nüfusunun %30’u kirada yaşıyor. Ortalama kira fiyatı on beş bin lira dersek, otuz bin lira maaş alan birisi, aldığı paranın yarısını barınma ihtiyacı için ödemiş oluyor. Bu akıl alır gibi değil. Kazandığın paranın yarısını barınma ihtiyacın için harcıyorsun.
Dolayısıyla yapılması gereken, barınılacak değil, barınılmayacak kadar kötü bir ev sahibi olmak. Bodrum kat olur, depo olur, eski olur, hiç önemli değil. Bir buçuk milyon liralık ev yerine, ilk hedefiniz yedi yüz elli bin liralık bir ev olmalı. Yoksa ömür boyu evsiz kalabilirsiniz. Benden söylemesi.