Mathilda

Bakır Çakmak 672 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Bilinmeyen bir yer ve zamandan.

 

– BİR –

 

Çok korkuyorum artık gök gürültüsünden /
bulutları ağlatacaklar diye.

/ Öyle bir yerdeyim ki;
bilmek istemezsin asla /
Mathilda…

Sana bilmediğim bir yerlerden yazıyorum Mathilda.
Yamaçları keskin dağlar el ele.
Yıldızları kucağıma almışım.
Ve
eskiyen düşlerimi.

(Ayışığı giydiriyorum onlara şimdi,
üşümesinler diye…)

Ve ben çaktırmadan zamana,
alışmaya çalışıyorum her şeye
yokluğunda.
Ah!

Bir iklimin ayakucunda
hangi ağaca dayasam sırtımı
bir orman yangını avuçlarımda.
Yosun tutmuş mezar taşlarına yazılmış bir duayım sanki
kimsesizler mezarlığında.

Ve Mathilda
Çok korkuyorum artık yağmurlardan
tenimde dokunuşlarından iz bırakmayacaklar diye.

Bir günbatımı
yüzümü vurdum gecenin gözlerine.
Siyahını yitirmiş bir tanyerindeyim.
Baykuş sesleri Kulağımdaki,
ve
bütün Sabahların cesetleri yanı başımda.

Işığımı çaldılar senden uzakta Mathilda.

 

– İKİ –

 

Tuzlu bir okyanus içtim/
bir kaşık suda boğulmamak için.

/ Darmadağınım bu aralar;
bir şiir bile yazabilirim şu anda./

Sana bilmediğim bir yerlerden yazıyorum Mathilda.
Tütünüm bitti bugün.
Bir menekşe yaprağıyla sarıyorum sancılarımı.
Hangi taşa dokunsam canlanıyor.
Parmaklarıma tutunuyor bir karınca .
Kelebekler konuyor dizlerime.
Bir gülüşü var ki şu an dolunayın;
üstüme düştü düşecek gözlerin.
Ve ben çocuk cıvıltılarını özledim Mathilda.
Bir de çekmecemde
buruştururp buruşturup atmaya kıyamadığım resimlerini.

Bugün ayın yarısı
Kaç çarşamba geçti bilmiyorum.
Zaman yalpalıyor günlerimi.
Birkaç bin defa acıktım mesela.
Gözlerimdeki nehirlerde yıkandım defalarca.
Ve denizlere dokundum
bir kez bile ıslanmadan.

Utanarak
yıldızları saydım gökyüzünde.
Yüzüne dokunmak istedim Mathilda.
Bir de
Parmak uçlarımı yakan gözyaşlarına.

 

– ÜÇ –

 

Bülbülleri öldürüyorlar yanı başımda/
ve içimden saksağanlar göçüyor.

/Düşlerimden düşüyorsun sen
Ben suya düşüyorum hayallerimle./

Sana bilmediğim bir yerlerden yazıyorum Mathilda.
Kalemim kanatıyor artık kelimelerimi.
Bir kış daha üşüyor diz kapaklarımda.
Dudağımda donuyor kar taneleri.
Titreyen çıplak dallara sarılıyorum.
Ve gece kocaman
ben küçüldükçe büyüyor büyüyor.

Sensiz bu kaçıncı mevsim Mathilda,
Bu kaçıncı hazan?
Neden hala
karanlıktayım.

Artık sözcüklerden muafım biteviye/
Azrail bir daha el sürmüyor ruhuma.

Kırık bir çoban kavalı buldum bugün.
Bir bülbül vuruldu yanı başımda.
(İstediğin kadar Saksağan vur vurabilirsen,
Ama
Unutma bülbülü öldürmek günahtır .) [*]
Diyordu ya yazar.
Öldürdüler Mathilda.
Birkaç saniye içinde titreyerek can verdi
yarım kalmış bir şarkıyla dudaklarında öylece.
Sonra
Küçücük bir mezar daha kazdım
yanı başıma.

İçimden lacivert- beyaz saksağanlar göçüyor Mathilda.

 

– DÖRT –

 

Ve ben de tükeniyorum artık/
son bir kez ölüyorum galiba.

/Bir gökkuşağının peşinden koşuyorum umarsız;
ve bir kenara atılıyorum ,
renklerini yitirmiş siyah beyaz bir film gibi. /

Sana bilmediğim bir yerlerden yazıyorum Mathilda.
Yaktım okuduğum bütün kitapları.
Yaprak yaprak düştüm ağaçlardan.
Saçlarımı okşadı bir bahar.
Beni öptü mevsimler hatta.
İnanabiliyor musun?
Sorular sordum cevaplarını duymaktan korktuğum.

Dağıldım;
Her yağmurdan sonra düştüm gökkuşağından
Bir okyanus bile boğamaz beni sandım defalarca.

Sonra
Bir asır daha geçti yanı başımdan.
Yıllandım
Kayıp bir inzivaya çekildim köşemde.

(Şimdi bir kaşık suda bile boğuluyorum Mathilda.)

Zaman yok burada.
Salçayı da sevebiliyormuşum mesela.
Sırt sırta vermiş kederler silsilesinden sonra
en çok
hıçkıra hıçkıra
ağlamayı özlüyor insan.

Lakin tükeniyorum ben de
Dizlerim taşıyamıyor artık seni
Yırtık cebimden düşüyor ellerin.

Hep yandım buralarda
Tükendim.
Ama söyle:
Bir hayata, kaç ölüm düşer Mathilda?

 

– SON SÖZ –

 

Sana bilmediğim bir yerlerden yazıyorum Mathilda.
Ve hiç sabah olmuyor buralarda.

……………………

[*] Harper Lee (Bülbülü Öldürmek)

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version