Mekanın Cennet Olsun

Filiz Akkaya 554 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Ne kadar kolay sarf ettiğimiz, ne kadar dilimizin ucunda bir cümle. “Mekanın cennet olsun”. Gerçekleşmesi iki dudağımızın arasında mıdır? Bu kadar olası mıdır gerçekten?

Dünyadaki mekanı, yani yaşadığı dünyası, bilinç düzeyinde cenneti yaşıyor mu ki, ölüm sonrası dediğimiz diğer boyutta da yaşasın?

Yaşadığı dünya hayatında kendini bir bedenden ibaret sayıp, beş duyu organı ile algıladıklarını baz alarak yaşayan kişinin, mekanının cennet olma olasılığı nedir? Bu beş duyu organının verilme gayesi nedir ve biz nerede, hangi amaçlarla kullandık? Amacı dışında kullanılanların bize iyi veya kötü ne gibi getirileri olabilir? Biz bu getirilerin sonucunu yaşamak zorundayız ve dilimizden dökülen iyi temennilerin bunu değiştiremeyeceğini idrak edebilmeliyiz.

Beşeriyetinden arınmış, kemal noktasına ulaşmış kişilerde öfke, kıskançlık, özlem, endişe gibi duygular artık kontrol altındadır. Çünkü bunlar beşeri duygulardır. Geçmiş ve gelecek yok “an” vardır. Kendimizi yenilememiz o an içinde gerçekleşmeli. Kendimize ne katabilirsek bu bizim için bir nimettir. O “an” dan sonrası bir belirsizlik ve garantisi yoktur.

Bize akıl verilmiş olup, bunun önemi sık sık vurgulanmıştır. Çünkü akıl ile sorgulayıp, ilmimizi arttırıp, idrakimizi genişleteceğiz. Tüm kazanımlarımız, veri tabanımızın oluşumu, aklımız ile gerçekleşecek. Ve yaşayacağımız cennet mertebesi, ilmimiz, kendimizden açığa çıkan Allah’ın esmalarının miktarı kadar olacaktır.

Tüm bunları burada gerçekleştirdiğimiz zaman, hem dünya, hem de diğer boyutta, “mekanımız cennet olacak” belki de. Sadece iki dudağımızın arasından çıkan söz ile değil, aklımız, idrakimiz ile, beşeriyetimizden uzaklaşıp ilahi özelliklerimizi keşfettiğimiz anda “mekanımız cennet olacak”.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Filiz Akkaya
Bağlantılar:
Şair
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version