Çeşitli mezarlıklar vardır, kimisi kalabalık, kimisi yalnız, kimisi yol kenarında, kimisi şehrin ortasında, kimisi dağ başında, kimisi gurbette, kimisi türbede, kimisi şehitlikte, kimisi aile mezarlığında, kimisi yurtdışında, kimisi yurt içinde, kimisi tarihte, kimisi gelecekte, dünya döndükçe var olan mezarlıklar… Nasip olur mu bilmem ama ben mezarlık vasiyetimi yalnız ve tek bir ağacın yanı başında görmek isterim. Sizler düşündünüz mü hiç bilmiyorum ama mezarlıklar çok şey anlatır aslında insana.
İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür derler ya, gerçekten de öyle oluyor, en sevdiğinle beraber ölüyorsun, ölürken buna çokça defa şahit olduğum için şaşırmıyorum artık. İnsan doğar, büyür, yaşar, ölür ve ektiğini de biçer. Bunu hepimiz biliriz ama bir de bilinmeyenler var tabi. Ölümün çeşitleri olduğu gibi gözlemlerime göre ülkemizde şehitliğin çeşitleri var olmakta. Bir iki örnek verirsek; Şehitlikleri biliyoruz zaten, haricinde deprem, sağlık, terör, kaza şehitleri vs. gibi. Ama bazı ölümler var ki gerçekten özel, güzel, unutulmazlar. Onlar da var tabi ve sevilen ünlülerin ölümü. Bana göre en zor ölümlerden biri de küçük yaşta olan, yalnız olan, en gurbetlerde sevdiklerine veda edip geri gelmeyecek olanların ölümü, bir o kadar zoru da yeni doğum yapan bir annenin ölümü.
Bazen hazırlıklı yakalanırız, bazen ise hazırlıksız bir sınav gibi alır, götürür insanı ölüm, ama bilinen şu ki, ölüm kapısı çalacak bir gün kapıyı ve alıp götürecek başka bir diyara canlıyı. En zor hasretlerden biridir ölüm. İnsan sevdiği canlıyı uğurlar da acı duymaz mı? Ölümden daha zordur hasret bu konuda.
Mezarlık ziyaretleri vardır bir de, insanı bir nebze olsun rahatlatan. İnsan eline bir Kuran alır, okur sevdiğine. Önce ağırdır ayrılık sancısı, yıllar içinde hafifler ama geçmez tabi. Mezarını ziyaret ettiğimiz sevdiğimizin mezarına çiçek götürüp anarız, ama bu ayrılıkların bir de kavuşma günleri vardır insanı rahatlatacak olan buluşmalar. Ayrıca insan anıları alır, bakar, anılar kalmıştır geride sadece dünyaya dair. Anılar bir kağıt, bir kalemle anlatılmayacak duyguları barındıran sevdiğimizle yaşadığımız tüm anılar…
Bir şarkıda, bir şiirde, bir romanda, bir kahve sohbetinde, bazen ise bir duada buluruz sevdiğimizi. Odasına girer ona olan sevgimizin derinliğini hissederiz, değerini anlar özlem giderip çıkarız. Zordur ölüm acısı, zordur ayrılık acısı, zordur hasret acısı, zordur sevdiğini toprağa verme acısı…
Bir gün bir çiçek alalım, mezarlıklarımızı ziyarete gidelim. Tüm mezarlıkların değeri farklıdır. Saygı duyalım ve koruyalım. Tüm içi yananlara, tüm veda edenlere, tüm annelere, tüm buluşmalara sevgi ve saygılarımla…