Türk futbolu tarihinin en çalkantılı, olaylı ve tartışmalı bir sezonu geride bırakırken, Montella yönetiminde kadroya davet edilen oyuncular ile 2024 Avrupa Futbol Şampiyonasına hazırlamaya başladı.
Geniş bir kadro ile yola çıkan Montella ve ekibi bir haftalık birlikteliğin ardından, son Avrupa Şampiyonu İtalya ile Bologna’da hazırlık maçına çıktı.
Geniş kadroyu 26’ya indirmek için yeniden sahada görmek gerekse de, kadro dışına çıkacak oyuncuları tahmin etmek pek de kolay olmamakla birlikte, hak edenler mi kalıyor diye düşünmeden de edemiyoruz!
Futbol oyununun her alanında görev almış biri olarak, öngörülerim olduğu gibi, klişeleşmiş seçme olaylarını her yerde olduğu gibi burada da görebiliyorum.
Öncelikle, Çağlar ve Enes Ünal’ın sakatlık nedeni ile takımdan ayrılmaları büyük bir talihsizlik…
Çağlar Söyüncü, Abdülkerim ile birlikte ilk düşünülen tandem idi. Oldukça da verimli bir ikili olabilirlerdi. Kenarda, Merih, Ozan gibi iki alternatif ise bir başka güç idi.
Hazırlık maçına çıkmadan sakatlığı sebebi ile takımdan ayrılan Enes Ünal, belki de en faydalı olabileceği turnuvada olmayacak. Takımda ileri ucun, Cenk Tosun dan sonra en tecrübeli ismi olan Enes, bugüne kadar Milli takımda beklenen verimi ve golcülüğü göstermesi de, hareketliliği ile etrafına alan açan bir santrafor.
İtalya ile yapılan hazırlık maçında, taç çizgisi kenarında ve hiç de tehlike arz etmeyen bir pozisyonda rakibine yanlış ve zayıf hamle sonucu sakatlanan Ozan Kabak da sakatlanıp turnuva dışında kalanlardan… Her üçüne ve diğer sakatlık yaşayan oyunculara geçmiş olsun diyorum.
Montella hocam İtalya maçında, takımda olamayacakların ve kendi takımlarında az süre alanları görerek karar vereceğini bizlere gösterdi.
Doğan Alemdar, Oğuz, Berat, Abdülkadir, Cenk Özkaçar, Can Uzun gibi oyuncular kadrodan çıkarıldı. Çok da normal olan bu tabloda, Türk medyası, Milli takımımızı tercih eden Can Uzun üzerinden tartışma çıkarmakta hiç de geç kalmadı. Bundesliga 2. liginde 22 gol katkısı veren oyuncunun tercih sebebinde pişmanlık duyacağını yazanlar, başka ülke milli takımlarına çağırılmayacağını düşünmeden…
Oysa şimdi tek hedef Almanya’da yapılacak olan 2024 Avrupa Şampiyonası ve orada kendi evimizdeymiş gibi çıkacağımız turnuvada başarılı olmanın yollarını konuşmak yazmak gerekiyor.
Defans bloğumuz hariç, iyi bir milli takım performansı beklediğimi belirtmem gerekiyor.
Tek forvetli oyunun ayağa iyi pas yapan kalabalık orta saha elemanlarımız var. Dönen toplara iyi şut atabilirsek, geçiş hücumlarımızda, Barış, Kenan, Kerem, Yunus gibi hızlı oyuncuları topla buluşturabilir, Hakan, Arda gibi futbol zekası yüksek oyuncuların ani vuruşları ile mutlu olabiliriz.
Cenk Tosun tecrübesi ile mutlaka ihtiyaca cevap verecek, Bertuğ belki de hava topu hakimiyeti ile adını ön plana çıkarabilir. Sakatlığı öncesi çok formda bir kesici olan İsmail Yüksek aynı formunda olursa tadından yenmez.
Kalecilerimiz Mert, Uğurcan ve Altay oldukça tecrübeli. Teknik direktörümüz Montella, maç eksiği olan Altay Bayındır’ı görmek için İtalya maçında kaleyi ona verdi. Manchester United forması giymek hiç kolay değil, orada antrenman yemek bile bazı takımlarda her maç kalede olmaya eşdeğer diye düşünüyorum.
Defansımızda, kenar bekler, Zeki, Mert ve Ferdi’den hiç endişem yok ama, göbekte oynayacak Merih, Samet, Kaan dan endişeliyim. Buranın en güven vereni ise formda ve başarılı Abdülkerim Bardakçı.
Kaptan Hakan Çalhanoglu, Inter ile şampiyonluk kazandığı sezondaki başarılı futbolunu bu defa milli forma altında da sergileyecek diye düşünüyorum.
Real Madrid de hocası Carlo Ancoletti’nin “Futbol topu ona aşık” dediği Şampiyonlar Ligi kupalı yıldızımız Arda Güler için bu turnuva çok başka. Az süreler aldığı takımında istatistikleri alt üst eden parıltılı çocuğumuz için ve Beşiktaş’ta yıldızı parlayan, yere sağlam basan, kuvvetli, inatçı ve kaleyi gördüğünde affetmeyen Semih Kılıçsoy için bir başka seviye izleyebiliriz.
Ben çok ama çok ümitliyim.
Haydi çocuklar!
Göğsünüzdeki Ayyıldız, kalbinizde, kalbimizde…
Göklerde, her yerde, zirvede.