Mitokondri Sağlığı ve Beslenme

Nazan Sena Kalem 522 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Metabolitlerin enerjisini ATP enerjisine çevirerek, enerjinin büyük bir kısmını oluşturan mitokondrilerimiz yaş aldıkça sayısını ve fonksiyonlarını azaltma eğilimindedir. Bu sebeple mitokondri sağlığını düşünerek beslenmemizi şekillendirmemiz gerekir.

Beyin, kalp, kas, böbrek, oosit gibi birçok hücremizde bulunarak organlarımızın sağlıklı işlevini yerine getirmesine yardımcı olur.

Mitokondriyal beslenmede dikkat edilmesi gereken serbest radikallerin miktarını azaltma yoluna gitmektir. Antioksidan beslenmeyi göz önünde bulundurarak, vücudumuzun vitamine doygunluk kazanmasını sağlamalıyız.

B1, B2, B3, B6, B7, B9, B12 ve A,E,C vitaminleri mitokondri metabolizmasında yararlanılan kaynaklardır. Tiroit hormonları da mitokondriyal metabolizmayı etkiler.

B1 vitamini eksikliğinde kandaki laktik asit artar. Bu da kas ağrılarına ve kramplarına neden olmaktadır.

B2 vitamini eksikliğinde mitokondriyal oksidasyon bozukluğu görülür. Burada diyet yağı miktarına dikkat edilerek düzenleme yapılmalıdır. (Sağlıklı yağ miktarı arttırılmalı.)

B3 vitamini 500’den fazla enzim yapısına katıldığı için mutlaka tedarik edilmesi gereken yapısal bir vitamin olduğunu söyleyebiliriz.

B5 vitamini aminoasit metabolizmasında rol alır. Ubikinon sentezi için gereklidir.

B6 vitamini eksikliğinde sitokrom sentezinde problem oluşur. Serbest radikallerin miktarında artış görülür. Bu da vücut toksititesini arttırır. Ayrıca 100’den fazla enzimin koenzimi olduğu için biyokimyasal yolakların sağlıklı çalışması için gereklidir.

B7 vitamini eksikliğinde de serbest oksijen radikalleri artar.

Folik Asit (B9 vitamini) eksikliği mitokondriyal fonksiyonları bozar.

Kobalamin (B12 vitamini) eksikliği enerjide azalmaya neden olur.

A ve E vitaminleri mitokondri aktivitesini sağlar.

Magnezyum da ATP’ye bağlanır ve mitokondri faaliyetlerinde rol alır.

Bize düşen, besin tercihlerimizi en az işlenmiş ürünlerden tercih etmek ve vücudumuzdaki oksidatif stresi azaltma yoluna gitmektir. Yeterli su tüketimini sağlamalıyız ve günlük yapılması gereken egzersizi de unutmamalıyız.

Vücut asiditesini arttıran besinlerden ziyade vücut alkali dengesini sağlayacak besinleri tercih listemize alabiliriz.

Bunlar;

  • Avakado, Hindistan cevizi, badem
  • Omega-3 kaynağı besinler (Somon, hamsi, uskumru)
  • Soğan, sarımsak
  • Kırmızı meyveler (Karpuz, ahududu, böğürtlen, kiraz, çilek, yaban mersini)
  • Limon, mandalina gibi C vitamini kaynaklı meyveler
  • Koyu yeşil yapraklı sebzeler (Ispanak, maydanoz, roka, pazı)

Listede belirttiğim besinleri günlük beslenme düzeninize ekleyebilirsiniz.

Sağlıklı günler.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Diyetisyen
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version