Modern Dünyada Çocuk Olmak

Betül Tuncer 522 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Son zamanlarda her şeyin hemen olup bitmesi ve bu oluş halinin de en kusursuz şekilde gerçekleşmesi bekleniyor. Buna en güzel örnek bu çağda çocuk olmaktır. Modern dünyanın çocukları yetişkin hayatın gizli yönlerine haddinden fazla maruz kalıyorlar. Televizyon programları, internet oyunları hatta en masum çocuk eğlenceliği olan oyuncaklar bile çocuklara derhal büyümeleri yönünde baskı yaratacak biçimde tasarlanıyor. Cinsellik, şiddet, ahlaki değerlerden yoksun söz ve küfürler çocukluk ve yetişkinlik arasındaki sınırları belirsiz hale getiriyor. Fakat bunun daha acısı benzer bir büyüme baskısı ile çocuklara bizzat ebevynleri tarafından yapılıyor olmasıdır. Yüksek akademik başarı beklentisi olan ebevynler, çocuklarını zihinsel olarak hızla geliştireceğini sandıkları yetişkin dünyasının başarı ölçütlerini onlara adeta aşılıyorlar. Çocuklar hep bir adım daha ileriye gitmeleri konusunda devamlı zorlandığından kendilerini yetersiz ve mutsuz hissediyorlar. Oysa çocukların büyümek, gelişmek ve öğrenmek için zamana ihtiyaçları vardır. Duyguların kendine özgü bir ritmi olması sebebiyle zihinsel zorlanmalara bir nebze cevap verebilselerde duygusal zorlanmalara karşıt tepki geliştiriyorlar.

Küreselleşmenin fazlasıyla yaşantılarımızı etkilemesinin bir sonucu olarak ekonomik mücadelelerin gereği olan sert ve rekabetçi kişilik yapımız anneliğimize/babalığımıza da yansıyor. Bu sertlik ve devamlı yarış halinde olma durumu çocuklara çocuk olduklarını unutturacak kadar hissettirildiğinde hata yapmaktan ve yalnız kalmaktan korkuyorlar. Yalnızlıkla baş edebilecekleri içsel kaynaklarının varlığından bir haber oldukları için her zaman uzanacak bir el bekleyip abartılmış ilgi ve alaka talep ediyorlar. Halbuki hata yapmalarına fırsat vermek, o hatalardan neler öğrendiklerini görmek ebeveynliğin keyfine varılan yönlerdendir. Anne babaların öncelikli görevi çocukları için güvenli alanlar oluşturarak o alanlarda sabırla gelişimlerini desteklemektir. Böylelikle çocuklarına hem sorumluluk duygusu kazandırmış olacaklar hem de yaşam becerisi konusunda başarılı olma ihtimalini yükselteceklerdir.

Nihayetinde bilinmelidir ki, çocuk yetiştirmek, bir an önce istenilen ayara gelsin diye hormonla sebze yetiştirmeye benzer bir şey değildir. Gerekli zaman ve şartlar sağlanmadığında hem zihinsel hem de duygusal gelişimlerinde hasarlar kalıyor. Erken dönemde bu hasarlar onarılmadığında ise sorunlu yetişkinler olarak yaşamın kıyısından köşesinden tutunup varlık mücadelesi veriyorlar.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version