Bana verilen mühendislik ünvanına daima lâyık olmaya;
Onun bana sağladığı yetki ve yüklediği sorumluluğu bilerek,
Hangi şartlar altında olursa olsun,
Onları ancak iyiye kullanmaya;
Yurduma ve insanlığa yararlı olmaya,
Kendim ve mesleğimi her alanda yükseltmeye çalışacağıma
Şerefim üzerine yemin ederim.
Öncelikle mühendislik nedir, kime mühendis denir ona bakalım. TDK’daki tanımına göre bir mühendis “İnsanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için iyi bir estetik tasarım ile temel bilimler çerçevesinde en az maliyette en yüksek verimlilik ve güvenlikte teknoloji veya sistem geliştiren kimsedir.” Halk arasında mühendis analitik zekâlı kişidir. Türev integral bilir. Fen matematiğe yatkındır. “Ne doktorlar ne mühendisler…” ile başlayan cümlelerde işaret edilen nesnenin övünç kaynağı özneleridir ya da bir zamanlar öyleydi. Internette çeşitli forum sitelerinde içe dönük, teknoloji delisi inek öğrenci ya da iletişimi zayıf birey gibi önyargılarla tanımlanan kişilerdir. Tanımı itibarıyla Mühendislik, matematik ve fen bilimlerinin ilkelerini kullanarak insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yapı, makine, sistem veya süreçlerin tasarımı, geliştirilmesi, inşası ve bakımı ile ilgilenen bir disiplindir. Mühendisler, teknolojik ve pratik çözümler üretmeyi amaçlar ve bu çözümler ekonomik, çevresel ve toplumsal faktörleri de dikkate alır. Mühendislik, çeşitli alt dallara ayrılır. Her bir dal, kendi özel alanında uzmanlaşmış bilgi ve beceriler gerektirir. Mühendisler, problem çözme yetenekleri ve analitik düşünme becerileri ile tanınır. Mühendislik, sürekli yenilik ve ilerlemeye dayalı bir alan olup, teknolojik gelişmelerin öncüsü olma rolünü üstlenir. Toplumun gelişimine katkı sağlayan mühendislik, sürdürülebilir ve verimli çözümler sunarak yaşam kalitesini artırmayı hedefler.
Bir mühendis olarak benim mühendislik tanımım ise şudur. Mühendis asla pes etmeyendir. Hayırı cevap olarak kabul etmeyendir. Zorluklar karşısında yılmayandır. Mottosu “Zor hemen yapılır, imkânsız biraz daha uzun sürer”dir. Hayatın kendisine sunduğu limonlarla limonata yapar. Farklı ve sıra dışı düşünür. Yaratıcı çözümler sunar. Çocukça bir meraka sahiptir. Doğru soruları sorar. Olasılıkları hesaplar. Birden çok olası çözüm olduğunu bilir. Sonuca ulaşana kadar gidiş yolunda yolunu kaybetmez. Zamanını verimli kullanır. Kaynaklarını çarçur etmez. Sürdürülebilirliğe değer verir. Standartları iyileştirir. İhtiyaçlara uygun tasarımlar geliştirir. Geçmişten ders alır. Geleceğe ümitle bakar. Bugününü çarçur etmez. Şeylerin neden öyle olduğunu irdeler; nasıl daha iyi olacağına kafa yorar. Stratejik düşünür. Kendini sürekli geliştirir. Günceli takip eder. Deterministik doğasına rağmen, karmaşık ve öngörülemeyen davranışları sergileyen sistemleri analiz eden kaos teorisine hayrandır. Hayatın hikayesinin değişim olduğunu bilir. Çalışmaya ve üretmeye aşıktır. Kendi şansını kendi yaratır. Tek kanat çırpışıyla uzak bir yerde fırtına yaratabilecek etkiye sahip kelebektir. Dünya zamanıyla bir günlük ömrünü uzay zamanda bir ışık yılına uzatmak için arı gibi çalışır. Eser yaratmaya uğraşır. Katkı sunmaya gönülden bağlıdır. Evrensel değerleri içselleştirmiştir.
Yazıma Henry Wadsworth Longfellow’un çok sevdiğim dizelerinin çevirisiyle son vermek istiyorum:
“Büyük insanların ulaştığı ve koruduğu yükseklikler
Ani bir uçuşla elde edilmedi,
Fakat onlar, diğerleri uyurken,
Zirveye ulaşmak için gece boyunca tırmanıyorlardı”