Mükemmel olmak zorunda değilsin. En mutlu hissettiğin durumda olabilmen yeterli.
Her şeye yetebilir miyiz bilmiyorum. En iyi olabilir miyiz? En iyi ebeveyn, en iyi eş, en iyi arkadaş, en iyi çalışan ya da en iyi patron… En iyi olmak ne demek? İyinin de iyisi, karşımızdaki kişilerin karakterlerine ve bilinç seviyelerine göre değişim göstermez mi?
Her yere yetişmeye çalışmak, işlerimizi eksiksiz, bütün zorlu hayat koşullarıyla birlikte mükemmele yakın şekilde devam ettirebilmek belki bir nebze mümkün olabilir. Sorgulanması gereken durum; bütün bu tutum, yaşayış tarzı bana uygun mu? Ne kadar mutluyum bu şartlar altında? Başkaları için (sizden başka herkes) kendinizden verdiğiniz ödünler neleri kopardı ruhunuzdan, kişiliğinizden ve bedeninizden… Mesela şu an geçmişe dönebilseniz hayatınızda müdahale etmek, değiştirmek istediğiniz neler var… Keşke şunu şöyle yapsaydım veya bunu böyle yapmasaydım gibi…
En iyi olmak, mükemmel olmak gerekmiyor belki de… Kendimiz olamıyorsak, ruhumuzun derinliklerindeki o küçük çocuğun sesini duyamıyorsak yansımamızdaki parlatamadığımız o cılız ışıkla etrafımızı nasıl aydınlatabiliriz ki? Biz olmadan önce benliğimizin farkına varmalıyız ki bütünlük ilişkimiz sapasağlam, ruhumuz dingin olabilsin.
Keşkelere gelince, onların hiçbir önemi yok. Değiştirilemeyecek durumlar için geçmişle tekrar tekrar yoğrulup yorulmak ne kadar mantıklı olabilir ki? Şimdi ve bugün önemli olan sadece bu. Yapmak istediğin her şeyi ölçüsü dahilinde dengede ve huzur içinde, sadece gücünün yettiği kadar yapmak yetmez mi?
Mükemmel olmak zorunda değilsin. Kendini en iyi ve ait hissettiğin durumda ol yeter. Dingin ve huzurlu hissetmeye başladığında, göremediklerini, duyup hissedemediklerini de duyup, görüp hissetmeye başlayacaksın.