Mutluluk, gözle görünmeyen, ölçülmesi mümkün olmayan, alınıp satılamayan manevi bir duygudur.
Mutluluk, insanoğlunun içinde oluşan, soyut bir kavramdır… Bazen mutluluk, herhangi bir hayır işledikten sonra hissettiğimiz duygudur. Bu hissi bize bahşeden Yüce Allah’tır. Demek ki mutluluk, aynı zamanda başka insanların kalbine girebilmek, onlara yardım ederek onları sevindirebilmektir.
Mutluluk, faydalı işler yapmak, Allah’ın istediği gibi bir hayat yaşamaktır. Hasetlik, kin, nefret gibi duyguları kalpten silmek, özgür olmayı başarabilmektir.
Bir insan düşünelim. Çamurdan yapılmış bir evi varmış. Ve bu insan yoksulluktan dolayı 17 yıl aynı ayakkabıyı giyiniyormuş. Aynı kıyafeti yıkayıp giyiniyormuş, yırtılınca yamıyormuş. Kuru ekmek soğanla öğününü geçirirmiş. Bu insan iman Ahmet Bin Hanbel imiş ki, bütün bunlara rağmen yine de kendini mutlu hissedermiş.
Şimdi bizim çağdaş dünyamıza baksak, nasıl da bahtsız ve bedbaht bir insan deriz. Böyle bir insan ömrü boyunca kederli yaşar deriz. Ama mutluluk, insanın içinde olurmuş. İçinde olan ve insanı rahat eden o mutluluk hissini sahibinden başka kimse anlayamaz. O mutluluk, Allah’la olan iletişime bağlıdır.
Abdullah bin Abbas gözlerinin nurunu kaybederken mutluluk hissini hiç kaybetmemiş. O biliyormuş ki, artık ömrünün geri kalanını zulmetin karanlığında kör olarak yaşayacak. Ama o içinden gelen kabulleniş hissiyle demiş:
“Allah götürse de gözlerimdeki nuru,
Kalbimde ve dilimde kalacak nuru.”
İslam’ın büyük alimlerinden biri de demiştir: “Düşmanlarım bana ne yapabilirler ki? Benim bahçem, cennetim benim göğsümdedir, benim içimdedir. Onu benden kimse alamaz. Nereye gitsem benimledir. Hapsetseler bile cennetimde gizlice yaşarım, öldürürlerse şehit olurum.”
İşte gerçek mahpus, cismen hapsedilmek değil, ruhen şeytan tarafından hapsolunmaktır. Hakiki mahpus, bedenin esarette kalması değil, insan iradesinin nefse, hevese teslim olmasıdır.
Gerçek esir, nefsine esir olan kimsedir.
Gerçek mutlu insan, Allah’ı kendine yakın hisseden insandır. Ancak şükür etmesini bilen insanlar hayattan memnunluk duyar, derin sevinç hissi ve mutluluk duygusunu yaşarlar.
Mutluluk, insanlara göre değişebilen bir duygudur. Bazen bir anlık bile olsa insan kendini dünyanın en mutlu insanı hissedebilir.
Mutluluğun anahtarı kendi elimizdedir aslında. Aklımızda, düşüncelerimizdedir. En basit, en küçük şeylerden kendimizi mutlu hissetmeliyiz. O kadar temiz, saf duygularla yaşamamız lazım ki, mutlu insanları gördüğümüzde bile mutlu olmalıyız. Mutluluk bulaşıcıdır aslında. Bunun farkında olmalı, ufak mutlulukları kendimize ve sevdiklerimize çok görmemeliyiz.
Herkese mutluluğun anahtarının nasip olmasını dilerim. Ve son olarak iki dizeyle mutlu günler dilerim:
Mutluluk herkesin kendi elindedir,
İşinde, gücünde, amelindedir…