Anılardan kopup gelen, yağmur damlaları olarak yağdınız bugün yüreğime, damla damla işlediniz içime…
Sığdıramadım ki ben sizi ne tek bir yere, ne göğe ne yere…
Bildiğim ve hissettiğim tek şey var şimdi; sadece “Ben” değil, kocaman bir “Biz” var artık yüreğimde. Yaşadıkça anlamın değeri, birliğimizin kudreti ve bundan sonrası daha net oluşuyor beynimde. Her an daha da fazla yakınlaşıyor örselenmiş kalplerimiz birbirine.
Şaşırmayacağım dedikçe şaşırtmaya devam ediyorsa bu yalan hayat bizleri, demek ki diyorum; daha yaşanacak günüm, sevecek insanlarım, bana değeri dışardaki yaşamımda da verebilecek olan dostlarım var!..
Evet var!.. Artık biliyorum ki var. Aldıklarının karşılığında verdikleri var bana hayatın.
Kendi berdelini ödüyor hayat bana. Farklı zamanlarda, farklı kıyılardan denize açılmış birer yelkenliyiz belki de biz. Kimimiz bir fırtına sonrası, kimimiz bir boran ile savruluvermişiz aynı limana.
Huzur ve sevgi limanı olsa gerek burası. Yelkenlimi bırakıp gözlerimdeki tuzlu nemi ellerimle ovuşturarak sakince çıktım ben bu limana.
Ne kalabalıktı ne de tenha! Ama biliyordum ki daha ilk anda, burası benim gönlümün ve yorgun bedenimin huzurla şifalanacağı bir yer olacaktı. Kalbim, tüm yaralarına rağmen bulmaya başlamıştı bile doğru kalplere giden yolunu. Hafifçe göz kırpmıştı bana kalbim. Çırpınmasından anladım ki yörüngesi doğru insanlara çizilmişti.
İzin verdim bu kez kalbime, uçsun uçurtma misali, salınsın dursun diye… Özgür bırakmalıyız kalbimizin sesini arada da olsa dinlemeliyiz. Söylemek istediklerini söyleyebilsin, konuşsun kendi dilinde bizimle.
* Olduğum mekân ve yanımdaki dostlarımla birlikte, bana tüm bunları yazdıran o andaki müziğin tınısına sevgilerimle.