Nasıl Aydınlık Edecek ki Etrafımızı?

Mehmet Aluç 320 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Aşk bir yoldur, ancak sevilerek, uyularak yürünür.

Aşk, baştan başa Hakk’ın nuruna bürünerek, âleme bakılarak görülür.

Aşk, Hak’tan bir hazinedir bizlere, ancak bizi Hakk’a, hakikate, ahirete götürür.

İçinde Hakk’ın sırrı vardır, gonca gülleri demet demet açılır.

Bir kalbe girip içinde kalmayı denerken, birçoğumuz içine girmeden göç edip giden oluyoruz! Gönülde bir saray inşa ederken onu yıkarak yok edenler arasında yaşıyoruz! Elimizle nakış nakış sevdaya işleyen olsak da aşkın hükmünün geçmediği ömrü ziyan edenler arasında kalıyoruz! Aşkın deryasına onun iklimlerine uçup gitmeyi denerken gidemeden kalıyoruz ortada! Oysa aşkla aşkın yorulmaz kanadında yerleşerek gökyüzünde uçarak kıtaları geçip giderek gönül sılasını bulan olmayı istesek de bu her zaman nedense mümkün olmuyor! Bir avuç göz yaşını biriktirerek hayal kırıklıklarıyla geceyi, gündüzü kaybederek, hüznü, hayal kırıklıklarını hasretin kucağında sıkıca sarıp, onunla el ele yolu geçemeden kalarak efkârın deminden içerek gidenlerden oluyoruz! İşte yaz gününde üşüyen ve özlemle kavrulan bir gönül ve biz… Mum gibi yanmışız zaten, mum bizi yakarken o da yanmış ve sönmek üzere iken nasıl aydınlık edecek ki etrafımızı? Bizler birer mum gibi gönlümüzü yakmadan… Oysa mum alevi ile yanmayan yani aşkın ateşinde yanmayan hamdır, olgunlaşmamıştır…

Gülmeyen gönülle bakılan dünya, nasıl güzel olabilir ki? Gönülde yanan alevi aşktan başka ne söndürebilir ki, gülüşünden başka? Gözden akan birkaç damla kurumuş gönlü ıslatsa da sel olur, alır, götürür dönülmez ufkun dehlizlerine…

Baştan aşağıya aşkla yanmayı, pişmeyi isterken sönen alevi bizi pişirmez ve olgunlaştırmaz… Dört bir yanımıza elemi ekenler arasında nasıl yaşanılır ki aşk olmazsa?

Lisandaki gönüldeki mana yok olunca, nasıl manayla muhabbet merkezinde gönül etrafında birleşerek aşkla gülenlerden olacağız ki?

Gölgesi olmayan alev ve duman olabilir mi?

Âşık ne güzel söylemiş:

“Aşkla mum gibi yanan ruhuma bakma yanarsın.”

Canan da ne güzel cevap vermiş:

“Aşkla yanmayarak hasret iline gideceksem sen de beni mumla ararsın.”

Aşk aleviyle yakarken bir hoş ediyor insanı, hayranlıkla baktırtıyor. Bakanlardan, görenlerden yanına giderek yanında kalanlardan oluruz inşallah, vesselam, selamlarımla.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Mehmet Aluç
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version