Empati, günümüzün terminolojisinde önemli yer tutan bir değerdir. Psikolojik terim olarak Empati, eşduyum ya da duygudaşlık, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır. Basit bir ifadeyle, empati; bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.
Empati sayesinde insan ilişkileri gelişir. İnsanlar arasındaki kavgalar azalır ve zamanla yok olur. Aile içi empati ise aile bireylerinin karşısındaki insanı kendi yerine koymasıdır. Bu sayede bireyler karşısındakinin ne tepki vereceğini bilir ve ona göre davranır.
Empati yapmayı kaybettiğimizden dolayıdır ki kardeşi, dostu, arkadaşı ve insanlarımızı anlayamıyoruz. Sonra da düzeltelim diye çok uğraşmak zorunda kalıyoruz. Halbuki empati yapmak en kolay yoldu. Biz yakıp, yıkıp ve bozduktan sonra karşımızdakileri anlamaya çalışıyor ya da anlıyormuş gibi yapıyoruz. Ancak iş işten geçmiş oluyor maalesef…
Empati eksikliğindendir ki zengin fakiri tanımaz, aç tokun halinden anlamaz, güçlü zayıfı hep ezer. Öğretmen veliyi ve öğrenciyi, doktor da hastayı hiç anlamaz…
Empati aslında bir nevi vicdandan, insanlıktan geçen bir duygudur. Empati yapmayı öğrenebilmek ise her türlü zor durumda olasılıkları artırmayı, karşı tarafın bu durum karşısındaki duygu durumunu anlayabilmemizi sağlar. Empati öğrenilebilen bir duygudur ve kişinin öz farkındalığını artırır. Toplumda mümkün olduğunca bu şekilde hareket etmeli ve davranmalı.
Eğitimimizde empatiyi de vurgulamalıyız ki çocuklarımız birer birey olarak bunu görüp, yaşantısında uygulayabilsin.