Neşeli Fısıltılar

Feyza Tunay 795 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

İlham perileri ile tanışmak ister misiniz? Siz cevabınızı vermeden sabırsız satırlar şimdiden sizi kucakladı bile, buyurunuz.

Mnemosyne… Belleğin ve bilgeliğin tanrıçası. Onu tasvir eden resimlerde genellikle elinde bir ışık bulunur, bilgeliğin ışığı… Hayat yolunda edindiğimiz tecrübelerle, yanılgılarla, yanlışlarla öğrenerek, bilmeyi hal edinip kavrayarak bilgece yürümek, içselleştirmek, derinleşmek ve tüm bunların hayatımızda görünür olması mümkün müdür acaba?

Hafıza ve dikkat sürekli kullanmaya çalıştığımız güçlü kilometre taşlarımızdır. Her daim cebimizde taşırız onları. Onlar bizi alışkanlık hapishanesinden, öylesine yaşamaktan ve savrulmaktan alıkoyarlar. İşte bu yaşamın derin hazzının anahtarıdır.

Oysa ilk başlarda onu kullanmak neredeyse işkencedir. Karşıma çıkan bir resmiyle Mnemosyne de bugün bana bunu hatırlattı. Biriktirerek yaşamak, anıların içinde kaybolmak, zaman kapsülünde savrulmak ve şimdiyi kaçırmak mı, birikimleri bilgelik haline getirmek ve şimdinin getirdiği ihtişamla farkına vararak yaşamak mı? Can sıkıntısı, boş hissetmek, tatmin olamamak hislerinin altında saklanan şey tecrübe sandığımızı yeterince önemsemiyor oluşumuz olabilir. Her an değerli sandığımıza bir şeyler dolar ancak biz onları yeterince önemsemeyiz, daha sonra da elbette hatırlamayız.

Oysa tecrübelerimiz gözümüzün önünde dursa kolayca fark eder, unutkanlığa veya dalgınlığa düşmeyiz. Coşkumuz bu sandığın altında bir yerlerde olmalı. Haydi, beraber söz verelim, daha çok hatırlamaya! Tekâmül yolculuğumuzda tecrübe sandığımıza daha sık göz atmaya söz mü? Her türlü cevap şimdilik kabul ancak artık bu soru sık sık hatırlanmaya kendini açmıştır. Anıların soylu bilgeliği, iç benliği yüceltiyorsa daha çok sarılabiliriz şimdinin toy bilgeliğine. Hazinenin kapağı açılmıştır, ne mutlu bizlere!

Lethe… O yeraltı dünyasında akan bir ırmaktır. Bu ırmaktan içen ruhların, geçmiş hayatlarına dair olan biten her şeyi unuttuklarına inanılırdı. Üzerine toprak atılmaya çalışılan her deneyim için bir yudum daha istedik ve her birimiz unutmaya gönüllü olduk. Geçmiş deneyimler ve tüm yaşanmışlıklar bu nehirden içen ruhlar için koca bir boşluktan ibaretse doğum dediğimiz şey bizim için yitirilmiş bir gerçeklik midir? Geçmişini, hatta kendini unutanlarız. Ne dersiniz bizler Lethe’nin zavallı kurbanları mıyız? Bu laneti üzerimizden kim kaldıracak? İçimizdeki son küçük kıvılcım da sönmüş ve külleri bir rüzgara kapılmak üzereyken yeni gerçeklik bizim için şuurlu bir uyanış olsun.

İlham perileri artık gelmeye hazırlar. Kalbin şuuru yerine geldikçe bilgeliğimizi aşk hali ile sararlar. Onlar zihni ve ruhu, temiz ve canlı bulduğunda coşkuyla ortaya çıkıverirler. Bir de bakarsınız Güneş’in ışığında, nefesin tadında bir şeyler titreşiverir. Artık yaşam, sanat halini almıştır. Mite göre onlar Mnemosyne’in kızları… Calliope, Clio, Polyhymnia, Euterpe, Terpscihore, Erato, Melpomene, Thalia, Urania. Bu yazıda belki de bana eşlik ediyorlar, kim bilir!

İlham perileriniz onca yaşanmış ve unutulmak istenmiş deneyimlere rağmen ve hatta belki de kendi efsanenizdeki rolünüzün tanıdığı bile olmadan içinizi şefkatiyle sararak iyileştiren, size iyi gelen herkes olabilir. Bu efsane de elbette son gibi görünen mutlu bir başlangıçla devam devam ediyor. Eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Feyza Tunay
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version