Oblomovculuk Nedir?

Ahmet Aydın 1.1b Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

Oblomov“, Rus yazar İvan Gonçarov tarafından 19. yüzyılın ortalarında yazılan klasik bir edebi eserdir. Ama sadece klasik değildir. Kitap, ana karakteri İlya İlyiç Oblomov’un hayatını ve iç dünyasını anlatırken, Rus toplumunun ve bireyin durumu üzerine de derin bir portre sunar. Yani biraz Dostoyevski izleri görmek mümkündür.

Oblomov, tembelliği, pasifliği ve kararsızlığıyla tanınan bir karakterdir. Çokta karakter diyemeyiz ama neyse. Hayatını çoğunlukla yatakta geçiren, hareketsiz bir yaşam tarzını tercih eden Oblomov, kendi iç dünyasında idealize ettiği tembellik ve rahatlık arayışı içindedir. Yav nası nası diye haykırmak geliyor içimden. Kitap, Oblomov’un günlük rutinlerindeki küçük ayrıntılarla birlikte, onun iç dünyasının karmaşıklığını ve çelişkilerini derinlemesine keşfeder. Yatakta nasıl uzandığına kadar detaylı tembellikler mevcuttur. Sinir krizi is loading..

Gonçarov, Oblomov’un karakterini ustaca tasvir ederek, 19. yüzyıl Rus toplumunun birçok yönünü eleştirir. Aynada dönemin klasik bir Rus bireyini bulmak mümkün hatta bulabilirin. Oblomov’un tembelliği, yüzeysel ilişkileri ve toplumsal sorumluluktan kaçışı, dönemindeki Rus aristokrasisinin bazı temel sorunlarını temsil eder. Öyle ki karakterin odasında kendimizi yatarken ve tembellik ederken bulabilirsiniz. Kitabın en belirgin özelliği, güçlü bir gözlem yeteneği ile, toplumsal değişimin bireylerin üzerinde yarattığı çatışmaları ve bireyin yerine getirmesi gereken sorumlulukların nasıl bir travma oluşturduğunu vurgular. Kant bunu görmeden öldüğü için çok şanslı, biz ise okuduğumuz için.

Oblomov, karakter analizi ve derin psikolojik betimlemeleriyle dikkat çeken bir roman olarak öne çıkar. Gonçarov’un sürükleyici anlatımı ve incelikli dil kullanımıyla, okuyucular Oblomov’un iç dünyasına neredeyse adım atar gibi olurlar. Karakteri yakın çevremizden bir insan gibi algılayacak düzeyde bir dil vardır. Romanın ele aldığı temalar, insanın kendi hayatına ve topluma nasıl katılması gerektiği üzerine derin düşüncelere yol açar. Aslında günümüz insanımızın dönüştüğü bir karakter de olması mümkün. En azından Samsa değil.

Oblomov, edebi değeri yüksek bir eser olmasının yanı sıra, toplumsal ve psikolojik çözümlemeleriyle de önemli bir yer edinmiştir. Bu kitap, Rus edebiyatının klasiklerinden biri olarak kabul edilir ve okuyuculara insan doğasının karmaşıklığını keşfetme fırsatı sunar.

Oblomov, idealize ettiği tembellik ve rahatlık arayışıyla kendini tatmin etmeye çalışır. Hayallerinde, verimli bir yaşam sürmek yerine huzurlu bir dinginlik içinde olmayı tercih eder. Ancak, bu tembellik hali onun hayatını etkilediği gibi ilerlemesine engel olmaya başlamıştır. Oblomov’un hareketsizliği, birçok fırsatı kaçırmasına, ilişkilerinde sorunlar yaşamasına ve kişisel hedeflerine ulaşmasını engellemesine neden olur. Ya da vesile mi olur bilemiyorum.

Bununla birlikte, Oblomov’un karakteri karmaşıktır. Zekidir ve derin düşüncelere sahiptir. Belki de bu derin düşüncelerde boğulan bir tembeldir. Kestirmek zor. Kendi iç dünyasında felsefi konuları ve yaşamın anlamını düşünür. Toplumsal beklentileri sorgular ve çoğu zaman bu beklentileri karşılamak için harekete geçmekte zorlanır. Yok ya bayağı harekete geçmez. Neden öyle olsun ki?

Oblomov’un karakter gelişimi, roman ilerledikçe değişiklik gösterir. Karakterin hayal dünyası ve gerçeklik arasındaki çatışma tembelliğine tembellik katar. Onun içsel çelişkilerini açığa çıkarır. Duygusal boşluğunun tartışılmaz boyutunu da açığa çıkarır. Oblomov’un kendini aşma arayışı, romanın temel teması haline gelir. Aşıyor mu peki, yani bir şey diyemeyiz okunmalı.

Oblomov’un karakteri, dönemindeki Rus aristokrasisinin temsilcisi olarak da görülebilir. Onun tembelliği ve pasifliği, dönemin toplumsal ve siyasi değişimlerine tepki olarak yorumlanabilir. Gonçarov, Oblomov’u kullanarak Rus toplumundaki bazı temel sorunları eleştirir ve insanların bireysel sorumluluklarını yerine getirmemelerinin sonuçlarını gösterir.

Sonuç olarak, Oblomov karakteri, tembellik, pasiflik ve içsel çatışmaları temsil eden derinlikli bir karakterdir. Çok derinlikli. Önemli bir nokta. Sıradan bir derinlikten bahsetmiyorum. Oblomov’un kendi hayatını ve toplumu nasıl anlamlandırdığı, romanın önemli bir temasıdır. Karakter analizi, okuyuculara insan doğasının karmaşıklığını ve kişisel gelişimin önemini keşfetme fırsatı sunar.

Ayrıca;

Fyodor Dostoyevski: Dostoyevski, Gonçarov’un “Oblomov”unu büyük bir hayranlıkla okumuş ve takdir etmiştir. Dostoyevski, eserin gerçekçi tasvirlerini, karakter analizlerini ve toplumsal eleştirilerini övmüştür. Romanın derinliği ve Oblomov’un karakterinin karmaşıklığı, Dostoyevski’nin dikkatini çekmiştir.

Leo Tolstoy: Tolstoy da “Oblomov”u övgüyle karşılayan yazarlardan biridir. Romanın insan doğasını ve toplumu derinlemesine anlama çabasını takdir etmiştir. Tolstoy, Gonçarov’un edebi becerilerini ve eserin estetik değerini övmüştür.

Anton Çehov: Çehov, “Oblomov”u Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak görmüştür. Romanın incelikli anlatımı, karakterlerin psikolojik portreleri ve toplumsal eleştirileri, Çehov’un dikkatini çekmiştir. Çehov, Gonçarov’un üslubunu ve eserin derinlikli anlatısını övmüştür.

O zaman hadi okuyalım..

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Ahmet Aydın
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version