Öfke ve Öfke Kontrolü

Betül Tuncer 577 Görüntüleme Yorum ekle
7 Dak. Okuma

Öfke, kişinin yaşantısında baş edemediği sorunların, doyurulmamış isteklerinin veya yetersiz ve başarısız girişimlerinin sebep olduğu bir duygu halidir. Doğru ifade edildiğinde diğer bütün duygular gibi normaldir. Bireyin sınırlarını koruyabilmesi, içinde bulunduğu durumun ifadesi için gereklidir ancak çevresine, ilişkilerine ve daha önemlisi kendisine zarar verecek noktada ise kontrol altına alınması gerekiyor demektir. Öfkeyle baş etmenin yollarını aramaktansa onu reddetmek, yok saymak gibi eğilimler göstermek sorunu çözüme kavuşturmayacak aksine bastırılmış bir duygu olduğundan daha da büyük öfke patlamalarına sebebiyet verecektir. Öfke bir bakıma kırıldığımız, kızdığımız, beklenti ve ihtiyaçlarımızın karşılanmadığı, engellendiğimiz, yeterince değer görmediğimizi düşündüğümüz zamanlar beliren bir duygu olduğu için bunu kabul edip altında yatan sebeplerin araştırılmasına olanak sağladığımızda kontrol etmeye de başladığımız bir durumdur. Bizi o an o hale getiren şey içinden bulunduğumuz zaman diliminin sebep olduğu bir şey olabildiği gibi geçmişte yaşadığımız ve bastırdığımız herhangi bir duygunun da dışa vurumu olabilmektedir. Genelde hiç olmadık yerlerde, incir çekirdeğini bile doldurmayacak konular yüzünden ani patlamalar yaşamamızın sebebi geçmişte yaşadıklarımızdır. Zamanında olması gerektiği gibi ifade edilmediğinden biriken bütün duyguların ruh dünyamızı bütünüyle etkileyecek güce sahip olma özelliği vardır.

Öfke kontrolü yapabilmek için kişinin öncelikle öfkesinin farkında olması ve bunu kabullenmiş olması gerekmektedir. Farkındalık önemli bir faktördür. Çünkü farkında olan insan altında yatan nedeni merak eder, durup iç sesine kulak vermeyi tercih edebilir. Böylelikle öfkesinin kaynağındaki nedeni aramaya hazır hale gelmiş olur. Öfkeye sebep olan bazı temel sebepler vardır. Bunlardan bazıları;

  • Kişi veya olayları yalnız iki üst sınırla değerlendirmektir. Yani ya hep ya hiçtir. Bu herhangi bir durumu anlamayı ve anlamlandırmayı mümkün kılmayacağı gibi kişiye ilişkiler bağlamında da fayda sağlamayacaktır.
  • Olayları ve durumları hep olumsuz yönleriyle ele almak. Bu hiçbir zaman kullanılmaması gereken bir değerlendirmedir. Elbette hayatta olumsuzluklar vardır her zaman pozitif olmak imkânsız fakat negatif düşünceyi bir kişilik özelliği haline getirmek imkanları kısıtlayacağından öfkeyi artıracaktır.
  • Geliştirilen ilişkilerde karşıdaki kişinin sanki zihninin içindeymişçesine düşünme. Kişinin dile getirdiklerinden fazlasını ve hatta daha farklı olanlarını sanki ne düşündüğünden eminmişçesine değerlendirmek öfkenin kaynaklarındandır. Söylenmeyen hiçbir sözün zihin içinde bizim sandığımız gibi olduğundan emin olamayız.
  • Olayları genelleme de öfkeye sebep olan diğer faktördür. Birisi veya bir şey için geçerli olan durum her zaman “bu böyledir” sonucunu vermeyebilir. Genelleme yapmak kişinin değişkenler arasında kuracağı bağlantıları kısıtlar ve öfkeye sebep olur.
  • Kendisiyle ilişkisi olmayan durumları kendi üzerine alınması kişinin öfke hali üzerinde etkilidir. Üzerinde konuşulan konuları, içinde bulunulan durumları kişiselleştirme temelindeki yetersiz iletişim sebebiyle kişiyi öfkelendirecektir.
  • Var olan bir probleme haddinden fazla anlam yüklemek bazen kişinin içinde bulunduğu durumu fazlaca karmaşık hale getirir. Durumları ve/veya kişileri gözümüzde büyütmemek gerekir.
  • Beklentiler insanın öfkelenmesine sebep olan diğer faktörlerdir. Beklentilerine karşılık bulamayan insan öfkeye kapılarak yanlış davranışlar sergileyebilir.

ÖFKENİN TÜRLERİ

Öfkeyi temelde üç ana başlık altında çeşitlendirebiliriz. Bunlar maskelenmiş öfke (pasif/agresif öfke, kendine yöneltilmiş öfke), patlayıcı öfke (ani öfke, utanca dayalı öfke, planlanmış öfke), kronik öfke (alışkanlık haline gelmiş öfke, korku bazlı öfke).

Maskelenmiş öfke: Pasif/agresif öfke ve kendine yöneltilmiş öfke olarak ikiye ayrılır. Pasif/agresif öfke; kişinin herhangi bir durum karşısında hoşnutsuzluk yaşamasıyla kendini gösteren türdür. Bu öfke türünü yaşayan kişi küser, surat asar, ortamdan uzaklaşmayı tercih eder. Bu tip öfke yaşayanlar sorunun ne olduğunu dile getirip çözüme kavuşturmak yerine susup içine kapanmayı, tavır ve davranışlarından karşıdaki insanların durumu anlamalarını bekler. Bu sebeple genelde yalnız kalırlar. Diğer bir tür olan kendine yöneltilmiş öfkedir. Bu türde; kişi hayatında yaşadığı tüm olumsuzluklardan kendisini mesul tutar. Her şeyin sebebi olarak kendisini gören bu tip öfke yaşayanların depresyona ve anksiyeteye daha meyilli oldukları söylenebilir. Kendilerini değersizleştirirler ve herkesin onları değersiz gördüğü düşüncesine kapılırlar. Kendilerini sözel yolla ifade etmek yerine varlıklarını tehlikeye atacak davranışlarla (intihar, vücudunda yaralar açma vs. gibi) öfkelerini göstermeye çalışırlar. Oldukça tehlikeli boyutlara ulaşabilecek bir öfke türüdür.

Patlayıcı öfke: Ani öfke, utanca dayalı öfke ve planlanmış öfke olarak sınıflandırılmıştır. Ani öfke; birdenbire korkunç noktalara ulaşabilen öfke türüdür. Bu öfkeyi yaşayan kişiler genelde psikolojik sorunlar yaşayan ruhsal bunalımları bulunan kişilerdir. Aniden çok uç noktalara taşıyabildikleri öfkeleri sebebi ile çevrelerindeki her şeye ve herkese zarar verebilirler. Gözleri öfkeden kararan bu insanlar üzerinde yoğun stres de gözlenmektedir. Öfke nöbetinin geçmesi de başlangıcı gibi ani olur. Birden başlayan öfke hali birden son bulduğundan çevresindekilere zarar verdiklerinin bilincinde olmazlar. Utanca dayalı öfke; genellikle kişinin utandığı durumlarda duygularını bastırması sebebiyle oluşan öfke halidir. Utanılacak durumun getirdiği gerginlik ile nereye saldıracaklarını bilemez bir hal alırlar. Kendilerini değersiz ve mutsuz hissettiklerinden öfke yoluyla durumdan kurtulmaya çalışırlar. Planlanmış öfke; isteklerini elde etmek amacıyla öfkeyi bir araç olarak kullanmayı huy haline getirmiş kişilerin içinde bulunduğu öfke halidir. Bu kişiler genelde öfkelerini kontrol altında tutabileceklerini düşünürler fakat bazen hiç farkına bile varmadan refleks gibi kontrol edilemez hale gelir.

Kronik öfke: Alışkanlık haline gelmiş öfke ve korku bazlı öfkeler olarak ikiye ayrılır. Alışkanlık haline gelmiş öfkede; kişinin öfke halini benimsemiş olması söz konusudur. Çoğunlukla gergin olan bu tipler çocukluktan itibaren bu öfkeli halin içinde bulunmuş olabilecekleri gibi psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle de bu hale gelmiş olabilirler. Korku bazlı öfke; herhangi bir sebebe dayanmayan temelinde bir korku barındıran öfke türüdür. Kişilerin hissettikleri korku duygusunu bastırmak için öfkelerini kullanarak bastırmaları yoluyla meydana çıkar. Kıskançlık krizleri temelinde kaybetme korkusu barındıran korku bazlı öfkeye en güzel örnektir.

ÖFKE KONTROLÜNÜ SAĞLAMANIN YOLLARI

Birçok sebebi olabilecek bu duygu halinin kontrolü elbette kolay olmayacaktır. Fakat en azından başa çıkabilmek için çaba sarf etmek gerekir. Bunun birkaç basit yolu vardır. Mesela öfkelenmemize sebep olan şeye verdiğimiz ilk tepkiyle hareket etmemek bunların en önemlisidir. Öfkelendiğimiz zaman hızlıca kararlar alıp ve onları uygulamak yerine bir süre sonra her şey normale döndüğünde hata yapmış olabileceğimiz ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır.

Öfkeye sebep olan kişi veya ortamdan uzaklaşmak sakinleşmek için kendimize zaman tanımak gerekir. Sakin kalabilmek için basit nefes egzersizleri uygulanması faydalı olacaktır. Hem konudan uzaklaşmayı sağlayacak hem de fiziken ihtiyaç duyduğumuz nefes sayesinde rahatlayarak gevşememiz mümkün olacaktır.

Genelde yoğun stres altındaysak kendimize bütün bu stres halini ortadan kaldıracağına inandığımız, ifademizi kolaylaştıracak hobiler edinmek iyi gelecektir. İnsan ne kadar kendisine iyi gelen işlerle meşgul olursa o kadar hayattan zevk almaya başlar bu sebeple sevdiğimiz şeylerin neler olduğunu keşfedip onları hayatımızın bir rutini haline getirmeliyiz.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version