Öz yeterlik, öğrencilerin kendilerine güvenme ve başarıya olan inancını ifade eder. Öğrencilerin kendi yeteneklerine, bilgi ve becerilerine güven duymaları, yeni becerileri öğrenmeleri, problemleri çözmeleri konusunda kendilerine olan inançlarını içerir. Bu duygu, öğrencilerin genel duygusal ve sosyal gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Gelecekteki akademik başarıları, duygusal iyilik hali ve yaşam memnuniyeti üzerinde de öz yeterlilikleri olumlu bir etki yaratır.
Öğrencilerde öz yeterlik duygusunun gelişimine etki eden faktörleri kısaca gözden geçirelim derim.
Her şeyin temelini oluşturan, o küçük yapı taşıyla yani aile desteği ve bunun öneminin açıklanmasıyla başlayalım. Aile, öğrencinin öz yeterlik duygusunun oluşumunda kritik bir rol oynar. Öğrencinin deneyimlerini olumlu bir şekilde değerlendirerek, başarılarına dikkat çekerek, yanında olduğu hissettirerek ve onlara güven vererek, öz yeterlik duygusu güçlendirilmektedir.
Öğretmen tutumuyla devam edelim mi? Öğretmenlerin öğrencilere yönelik beklentileri, geri bildirim tarzları ve öğrencilerle ilişkileri, öğrencilerin öz yeterlik duygusunu önemli ölçüde etkilemektedir. Destekleyici ve cesaretlendirici bir öğretmen tutumu, öğrencilerin kendilerine olan güvenini artıracaktır. Pozitif, destekleyici, sevecen ve motive edici bir öğretmen tutumu, öğrencilerin özgüvenlerini artırarak, motivasyonlarını arttırır ve başarılı olmaları konusunda teşvik eder. Bu nedenle, eğitimcilerin öğrencilere yönelik tutumlarını dikkatli bir şekilde yönetmeleri ve olumlu bir öğrenme ortamı oluşturmaları önemlidir.
Başarı deneyimlerine de kısaca bakalım. Öğrenciler, başarılı oldukları ve hedeflerine ulaştıkları deneyimlerle öz yeterlik duygularını güçlendirirler. Bu deneyimler, öğrencinin kendi yeteneklerini tanıması ve kendi başarılarını görmesi açısından önemlidir. Deneyim denince hep mi olumlu olacak? Elbette koskocaman bir “HAYIR” cevabı geliyor. Olumsuz deneyimlerle başa çıkma becerisi de atlanmamalı diye düşünüyorum. Başarısızlık, hayal kırıklığı ve zorluklar gibi olumsuz deneyimlerle başa çıkma becerisi de çocukların öz yeterlik duygusunu etkiler. Bu tür deneyimlerle başa çıkabilme ve onları aşabilme yeteneği, çocuğun öz yeterlik duygusunun gelişiminde önemli bir rol oynar.
Öz yeterlik duygusunun sağlam bir temele dayanması, öğrencilerin yaşamları boyunca karşılaşacakları zorluklarla başa çıkma yeteneklerini güçlendirir. Daha mutlu ve başarılı bireyler olmalarına yardımcı olur.
Uygulamalarında yer aldığım, büyük keyif aldığım IB İlk Yıllar Programı’nın (PYP) bir öğretmeni olarak yaptığım bu kısa paylaşım sonrasında, sizlerle IB Öğrenen bölümünde yer alan ve kamuya açık olan web sayfasında yer alan konuyla ilgili bölümü de paylaşmak istiyorum.
IB İlk Yıllar Programında (PYP) “Güçlü öz-yeterlik duygusu olan öğrenciler, öğrenme topluluğuna daha güçlü bir özne olma duygusu katar. Özne olmayı ve öz-yeterliği desteklemenin ve sürdürmenin yolu, öğrenme yaklaşımlarını ve öğrenen profili özelliklerini geliştirip sergileyebilmeleri için öğrencilere mümkün olduğunca çok fırsat vermekten geçer.” açıklaması ile yazımı sizlerle paylaşıyorum.
İçinizdeki çocuk sevgisi yaşamın zorluklarına rağmen sizlere umut, neşe ve iyimserlik sunsun…
KAYNAKÇA:
https://ibo.org/programmes/primary-years-programme/curriculum/the-learner/
Alıntılar:
Bandura, A. 2001. “Social cognitive theory: An agentic perspective” (Sosyal bilişsel teori: Temsili bakış açısı).
Annual Review of Psychology. Cilt 52, sayı 1. Sayfa 1 – 26.
Bandura, A. 1997. Self-efficacy: The exercise of control (Öz-yeterlik: Kontrol çalışması). New York, NY, ABD. WH Freeman and Company.
Gerçekten o kadar önemli bir konuya değinmişsiniz ki… çocuklarımda yaşadığım her sorunun altında yatan en büyük sorun .
Tecrübeye dayanan ufuk açıcı bir yazı 🙏
Çok açıklayacı ve öğretici olmuş. Sadece çocuk yetiştirirken değil çevremizdeki tüm çocuklarla iletişim kurarken hem kendi tavır ve davranışlarımızı denetlemek hem de onlarla kurduğumuz diyaloglar için bir rehber niteliğindeki bu yazınız için çok teşekkür ederim.
Çok öğretici bir yazı olmuş. Bir yetişkin olarak kendi çocukluğuma da dönüp baktığımda aynı çocukluğun çocuklarımda da devam ettiğini görüyorum. Herşeyin temeli mutlu bir çocukluk. Geleceğin sağlam bireylerinin ortak sihirli sözcüğü bu olsa gerek. Ellerinize sağlık, güzel ve dokunaklı yazınız için.