Öğrenme güçlüğü kişinin görsel, işitsel duyularında sorundan kaynaklı olmamasına ilişkin duyuları, uyarıcıları ve bilgileri algılamada, işlemede, yeni yaşantılar ve deneyimlerle yeniden organize etmede zorluk yaşarken ayrıca bireyin içinde bulunduğu gelişimsel dönemde (yaşıtlarıyla karşılaştırma) sahip olması gereken beceri ve yeteneklerin altında bir performans sergilenmesi durumu diyebiliriz. Öğrenme güçlüğü yaygın görülen bir durum olmakla beraber tanılanması da bir o kadar zor olan bir durumdur. Çocuğun konuşma, dil gelişimi, dinleme, okuma, yazma, motor gelişimi (ince ve kaba beceriler) alanındaki yetersizliğe sahip bireylerdir. Her insanda farklı alanlarda yetersizlik olabileceği gibi farklı düzeylerde de kendini seyretmektedir. Öğrenme güçlüğü, çocukların desteğe ve müdahalelere ihtiyacı doğrultusunda kalıcı öğrenmenin sağlanabileceği, ilaç kullanılmayan bir problemdir. Öğrenme güçlüğü bireyin sözcük bulmakta, kelimelerin sesbilgisi farkındalığını ayırt etmede, cümle kurmada, konuşulanı anlasa bile kelime bulamayarak konuşmada eksiklik veya yavaşlığın olmasıdır. Ayrıca harf ve heceleri tanıma, seslerini tanıma ve çözümlemede yetersizlikleri gözlenebilir.
Özel eğitimde değerlendirme yapmak için üç aşama bulunmaktadır. Bu aşamalar;
1. aşama “gönderme öncesi süreç”
2. aşama “gönderme süreci”
3. aşama RAM’da bir ekip tarafından yapılan zaman alıcı ve maliyeti yüksek olan “ayrıntılı değerlendirme süreci”
Gönderme öncesi süreç çocuğun sınıf, ev ve diğer ortamlarda toplanan akademik performans, okuma, sosyal beceriler, davranışsal bilgileri gözlemlendiği ve görüşmelerin yapılarak çocuk hakkında detaylı bilgileri öğrenmesini içermektedir. Değerlendirilen çocuğun okuma, yazma, matematik gibi alanlarda becerileri incelenerek hangi düzeyde olduğu belirlenir. Çocuğun veya bireyin yetersiz ve eksik olduğu alanda kazanılacak beceri belirlenerek hedefler oluşturulur. Bu hedeflere ulaşmak için ne gibi müdahale yöntemleri yapılacağı, etkinlikler belirlenerek uygulama sürecinin ne kadar süreceği belirlenir. Çocuğun gelişimi de dikkate alınarak hazırlanan müdahale çalışmaları uygulanarak çocuğa istenilen davranışların kazandırılıp kazandırılmadığı, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadı değerlendirilerek bir kanıya varılır.
Eğer yapılan çalışmalarda çocuk istenilen düzeyde başarı gösterdiyse destekleyici çalışmalarla normal eğitime devam ederken az veya hiç gelişme gösterenlerin özel eğitime gereksinimleri değerlendirilmesine karar verme süreci ise gönderme sürecidir. Buna öğrenci hakkında toplanan bilgileri, hedefleri, müdahale çalışmalarını içeren bir rapor yazma sürecidir diyebiliriz. Öğrencinin soruna ilişkin endişeler yazılarak yapılan çalışmalar, müdahaleler belirtilir ve işlevsel olan ve olmayan programlar belirtilen RAM’a gönderilen rapordur.
RAM’da bir ekip tarafından çocuğun detaylı değerlendirilmesini içeren ayrıntılı değerlendirme sürecidir. Çocukta öğrenme güçlüğünün tanısına uygunluğun değerlendirildiği, yıllık olarak çocukta kazandırılacak hedeflerin belirlendiği (BEP-bireyselleştirilmiş eğitim programı,planı diyebiliriz), nerede ve nasıl eğitim verileceğinin belirlendiği aşamadır. Tanılama için öğretmen, aile tarafından bilgiler, çocuğun notları, ödevleri, sınıf değerlendirmeleri belirleyicidir. Çocuğun genel sınıfa, özel eğitim sınıfına veya okuluna yerleştirilme durumları değerlendirilerek karar verilir.
Tarama araçları gelişimsel bir problemin olup olmama durumunun incelendiği, değerlendirme sürecinde diğer öğrencilerden ayırt edeme için gönderme öncesi sürecinde yer almaktadır. Akademik başarı, okuma, yazma, matematik, dil becerilerinin ölçülüp değerlendirilmesini içermektedir. Bu alanlarda yapılan değerlendirilmelerde çocuğun aldığı puan/skorlar yaşıtlarıyla yani akran gruplarıyla karşılaştırma yapılarak detaylı incelemeler yapılır. Okul öncesinde ve okul düzeyinde olan çocukları kapsayabilmektedir.
Bu tarama araçlarına örnek verecek olursak:
- Türkçe Okul Çağı Dil Gelişim Testi-TODİL (4-9 yaş arasındaki çocukla, okul çağı ve yetişkinlerde yapılabilmektedir.)
- Okuma Envanteri (Okul çağı)
- Ayrıca daha erken yaşlar için de “Erken Gelişim Evreleri Envanteri (3-72 yaş)” örnek verilebilir.
Öğrenme güçlüğü yaygın olmasıyla beraber tanılama açısından zorlukları barındıran bir durumdur. Bir psikolojik danışman olarak öğrenme güçlüğü olan çocukların tanılanmasında aktif olmakla birlikte, bu süreçte veya öncesinde yaşadığı psikolojik durumların yani motivasyon eksikliği, akranları tarafından dışlanma, yalnızlaşma ve yalnızlık hissi, ailenin çocuğuna davranışları ve desteği, çocuğun kendisine ilişkin tutumu ve hisleri açısından önleyici ve müdahale edici çalışmalar yapma açısından hem okullarda hem de Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde yapacağımız çalışmalarla yerimiz öğretmen ve ailenin işlevi kadar önemlidir.
Bir psikolojik danışman çocuklarla, öğretmenlerle, aileyle ve çocuğun içinde bulunduğu ev, sınıf ve okul ortamlarındaki bilgileri görüşmeler ve gözlemlerle edinerek hem çocuğun derslerine giren öğretmenler hem de günün diğer yarısını geçirdiği aile ortamına ilişkin bilgilerin detaylı öğrenilmesiyle tanılamada ve müdahale yöntemlerine dair çalışma ve etkinliklerle işlevsel olabiliriz. Öğrenme güçlüğüne sahip olduğu düşünülen bir çocuğun öğretmenleriyle iş birliği yapılarak çocuğun sınıf ortamına uyumu, akademik başarısında artışı, davranışsal durumuna ilişkin öğretimsel çalışmalar ve etkinlikler tasarlanarak çocuğun gelişimi takip edilebilir. Akranlarıyla ilişkileri ve sosyal becerileri gözlenerek duruma ilişkin müdahaleler yapılabilir. Akran kabulünü arttırmaya yönelik arkadaşlarıyla kaynaşabileceği, iletişime girebileceği oyunlar planlanarak çocuğun damgalanması ve dışlanmasının önlenmesine yönelik faaliyetler düzenlenebilir. Çocuğun yaşadığı okuma, dinleme, konuşma, yazma gibi alanlardaki yetersizliklerin gelişmesi açısından özel eğitim sınıfları ve kaynak odalardaki faaliyetlerde de etkin rol oynayabiliriz. Öğrenme güçlüğü olan çocuklarda ailelerin kaygıları ve korkuları bu süreçte sıklıkla olabilmektedir. Ailelerin bilinçlenmesi açısından seminerler , görüşmeler yapılarak ailenin yetersizlik ve müdahaleler, yapılabilecekler hakkında bilgilendirerek aileyle destek sağlanabilir. Aile gergin olduğu durumlarda çocuk olumsuz etkilenebileceğinden de bu duruma yönelik çalışmalarda bize önemli görevler düşmektedir.