Öğretmenler Günü

Ali Eskin 364 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Bugün burnuma, ilkokul zamanında okula götürdüğüm beslenme çantasından çıkan koku geldi. Özledim eskiyi, eskileri. Bu kadar özlem duymak zorunda mıyız eskiye? Yaş otuz beş olunca mı bakıyor insan geriye? Çok güzel olan şeyler, geri döndürülemeyecek oldukları için mi güzeller, yoksa çok güzel oldukları için mi geri döndürülemiyorlar? Pişmanlıkla geçen bir ömrüm olmamasına rağmen, bir çok şeyi yapmazdım geri dönebilsem. Yapmadığım bir çok şeyi de yapardım.

Bu cümleleri kurmama sebep olan şey, bir önderimin olmaması diyebilir miyiz? Eğer bir yönlendirenim olsaydı, bu durumda mı olurdum? Bir fikir verenim olsa…? Ya da ben yönlendirilmeme rağmen bunu anlayamadım ve bu yüzden mi geçmişe üzüntü ile bakıyorum?

İnsan kendi yaşayıp kendi bulmalı aslına bakarsak, ama asıl olduğumuz kişiyi bulamadan geçen bir ömür için kimi suçlayacağız? Anne babamızı mı? Öğretmenlerimizi mi? Tabi ki kendimizi… Herkes okula giderek geliştirmiyor kendisini, ne de olsa. Okula gitmeden de kendini eğiterek geliştirmek mümkündür. Kendi kendimize de başarılı olabileceğimiz şeyi keşfetmemiz mümkün. Herkes bir dönüm noktasından geçiyor ama fark edebilenler başarıya ulaşıyor ya da iyi bir yol gösterene denk gelenler.

Benim dönüm noktam lisedeki öğretmenim olmuştu. Komik ve zekiydi. Karizması sayesinde de konuştuğunda dinletiyordu kendini. Ve iyi bir insan olduğu için korkuyordum onu üzmekten. Bu yüzden derslerime odaklandım ve başarılı sayılabilecek bir seviyeye çıktım. Şimdi onu hep iyilikle yad ediyorum. İnsanın karşısına bu karakterde öğretmenler her zaman çıkabilir. Oldukça uzun sayılabilecek bir süre eğitim ve öğretim alıyoruz. İlla bir öğretmen bizim yeteneğimizi ve gelecek vaadettiğimiz yeteneğimizi keşfedecektir. Onu dinleyip gösterdiği yoldan gitmeyi başarabilene ne mutlu. O öğretmeni anlamayıp ya da dinlemeyip, tabiri caizse bir baltaya sap olamayan insanlar için de üzülüyorum tabi.

Ben derslerimi düzelttim o öğretmen sayesinde, ama bence ben de bir baltaya sap olamadım. İstediğim yerde, istediğim konumda asla görmüyorum kendimi. Ama bu benim suçum. Bir öğretmenin üstüne düşen en kutsal görev, öğrencisinin geleceğini inşa ederken ona yardımcı olmaktır. Birkaç öğretmenim bunu yaptı. Bir tuğla bile koyamayan öğretmenler olduğu gibi, anahtar teslimi yapanlar da çıkıyor. Ben o öğretmenlerimden razıydım, Allah da onlardan razı olsun. Ve nice öğrenciler için de duamdır, karşılarına böyle öğretmenlerin çıkması…

“Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” (Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, Temennî 5, İ’tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 268.) diyen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır” diyen baş öğretmenimiz Mustafa Kemal’i anlayan ve anlatabilen bir nesil dileğiyle, öğretmenler gününüz kutlu olsun…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Ali Eskin
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version