Sınavlar bitti, karneler alındı acaba bu ölçme ve değerlendirme sistemi nasıl uygulandı?
Ölçme ve değerlendirme sistemi, öğrencilerin bilgi, beceri ve yetkinliklerini objektif bir şekilde değerlendirmek ve onların akademik gelişimlerini desteklemek amacıyla çeşitli yöntemler kullanmaktır. Yazılı sınavlar, performans görevleri, sözlü sınavlar, portfolyolar, merkezi sınavlar ve geri bildirim mekanizmaları, bu sistemin temel bileşenlerini oluşturur. Bu yöntemlerin etkin ve adil bir şekilde uygulanması, öğrencilerin eğitim süreçlerinde başarılı olmalarına ve gelecekteki kariyerlerinde sağlam bir temel oluşmasına katkıda bulunur.
Bu çeşitlilik , öğrencilerin farklı öğrenme stillerine hitap etmeyi ve onların akademik gelişimlerini desteklemeyi hedeflemektedir. Ancak, bu değerlendirme yöntemlerinin etkin ve adil bir şekilde uygulanması, öğrencilerin eğitim süreçlerinde başarılı olmalarına ve gelecekteki kariyerlerinde sağlam bir temel oluşturmalarına ne ölçüde katkı sağlar? İşte bu noktada “Başarılı” kavramını yeniden düşünmek gerekir.
ÇOCUKLARIMIZ NEYE VE KİME GÖRE BAŞARILI? Sistemin en önemli parçası olana öğretmenler ne kadar objektif?
Başarı, geleneksel olarak akademik notlarla ve sınav sonuçlarıyla ölçülmekte. Ancak, öğrencilerin yalnızca bilgi birikimi değil, aynı zamanda problem çözme becerileri, eleştirel düşünme yetenekleri, yaratıcılık ve sosyal beceriler gibi daha geniş bir yetkinlik yelpazesine sahip olması beklenmektedir. Bu nedenle, başarıyı sadece sınav sonuçlarına göre değil, öğrencinin tüm bu yetkinliklerini göz önünde bulundurarak değerlendirmek daha bütüncül bir yaklaşım olacaktır.
Geleneksel ölçme ve değerlendirme yöntemlerinde yapılması gereken değişiklikler, öğrencilere sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda yaşam boyu öğrenme yetkinliklerini de kazandırmayı hedeflemelidir. Öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, iş birliği, iletişim ve bunun gibi becerilerle donatılması, onların gelecekteki kariyerlerinde, hayatlarında başarılı olmalarına katkı sağlayacaktır.
Bu sistemin etkin ve adil bir şekilde uygulanması, öğrencilerin eğitim süreçlerinde başarılı olmalarına ve gelecekteki kariyerlerinde sağlam bir temel oluşturmalarına katkıda bulunabilecektir. Başarılı kavramının daha geniş bir perspektiften ele alınması ve öğrencilerin tüm yetkinliklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Böylece, çocuklarımızın eğitim süreçlerinde ve yaşamlarında gerçek anlamda başarılı olmaları sağlanabilir.
En son okuduğum kitaptan en beğendiğim bölümü de sizlerle paylaşarak yazımı tamamlamak istiyorum. “İyi öğretmen bir insanın en büyük şansıdır. Eğitimin zihin zenginleştirmek olduğunu bilen öğretmenler, merakın da zihin modellemesi olduğunun farkındadırlar. Yani eğitim zihin yapılandırmak olduğundan ve biz artık beyin anatomisinin de zihin yapılanmasına göre şekillendiğini bildiğimizden, öğretmenler için en etkin beyin dönüştürücüler, en etkin beyin cerrahları öğretmenlerdir diyebiliriz!”
İyi tatillerrrr, gerçek öğretmenler…
Kaynakça: Kılıç, T. (2021) Yeni Bilim Bağlantısallık – Yeni Kültür Yasamdaşlık. Ayrıntı Yayınları. Sayfa 66