Olayların Psikolojik Yansıması: Ruhsal Travma

Sema Aktaş 522 Görüntüleme 5 Yorum
3 Dak. Okuma

Yazıma, “Tüm Türkiye halkı olarak hepimize geçmiş olsun” cümleleriyle başlamak istiyorum. Büyük bir acı ve şokla bizi derinden sarsan bir doğal afet yaşandı, çok büyük kayıplarımız oldu. Birçok insanımız yaşanılan bu olayın hâlâ etkisinde.

Bu olayda yaşanılan duyguları ifade edebilmek gerçekten çok zordur, korku, kaygı, öfke, suçluluk, ağlama krizleri gibi birçok duygu aynı anda yaşanabilir.

Deprem, sel, ve yangın gibi doğal afetler, işkence, savaş ve tecavüz gibi insan kaynaklı travmalar, kazalar, ciddi ve ölümcül tıbbi durumlar ile hastalıklar, ya da beklenmedik ölümler gibi travmatik olaylar bireylerde ruhsal travmaya yol açabilir.

Bu tür travmatik olaylar yaşayanlar çevrelerine uyum sağlamakta ve durumla başa çıkmakta zorluk çekebilirler.

Olağandışı beklenmedik şekilde gerçekleşen, kişiyi dehşet içinde bırakan, çaresizlik meydana getiren olayların ruh sağlığınızı bozmasına ruhsal travma yada travma sonrası stres bozukluğu denir.

Travma sonrası stres bozukluğu bireyin iş hayatında, aile ve çevreyle olan ilişkilerinde, sağlıkta ve günlük aktivitelerden alınan keyiflerde azalmaya neden olabileceği gibi akıl sağlığı bozuluğunada neden olabilir.

Anksiyete, depresyon, bağımlılık, yeme bozukluğu ve intihara eğilim düşüncesi bunlardan bazılarıdır. Bireyler normal günlük hayatını sürdürme becerisini tamamen kaybedebilir ve bu durum aylarca hatta yıllarca sürebilir.

Travma sonrası stres bozukluğu zamanla farklılık gösterebilir ve kişiden kişiye değişebilir. Farklı bir kaç tipe ayrılır.

Yeniden yaşama (kabuslar, üzücü rüyalar ve olayın tekrar tekrar yaşanması).

Kaçınma (travmanın yaşandığı yerden, kişilerden ve olayı hatırlatan her şeyden uzaklaşma ve konuşmama).

Aşırı uyarılma ya bağlı olarak fiziksel ve ruhsal tepkilerdeki değişimler (travmaya neden olan olayı unutma isteği ve beraberinde hafıza kaybı,gelecekle ilgili hem kendi hemde dünya için olumsuz düşünceler, yakın çevresi ile ilişkileri sürdürmede zorluk ve umutsuzluk, sürekli tetikte olma, kolayca ürkme yada korkma, konsantrasyon bozukluğu, uyuma güçlüğü, ani sinirlenme, öfke patlaması, saldırganlık ve aşırı derecede suçluluk hissi).

Altı yaş ve altındaki çocuklarda travmanın görülme şekli oynadığı oyunlarla olayı yeniden canlandırma yada rüyada olayla ilgisi olsun yada olmasın kabus görme şeklinde olabilir.

Travma sonrası stres bozukluğu ile baş edebilmek için yaşadığınız duyguların farkına varmak, kendinizi ifade etmek çok önemlidir, tüm bu duyguların geçici olduğunu unutmamak gerekir. Size güven veren kişilerle konuşun, neye ihtiyacınız olduğunu bulun ve onu yapmaya çalışın, spor yapmak, müzik dinlemek, yürüş yapmak ya da farklı hobiler…

Bir kağıda tüm korkunuzu öfkenizi , üzüntünüzü, acınızı ve çaresizliğinizi yazın. Bunu dışa yansıtmak bilinçaltınızda oluşabilecek bir çok rahatsızlığın giderilmesinde fayda sağlayacaktır.

Kendinizi ifade etmekte zorlanırsanız resim çizebilirsiniz, kaygınızın büyüklüğünü bu resme yansıtabilirsiniz.

Kendinize güvenli alan oluşturabilirsiniz, travma yaşadığınız olay hakkında bilgi edinebilir, başa çıkma yollarını araştırabilirsiniz.

Bir aydan daha fazla süren rahatsız edici düşünceleri ve hisleri olan, normal hayatlarını devam ettirmekte zorlanan bireyler psikolojik olarak kalıcı hasarların önüne geçebilmesi için mutlaka bir psikoloğa ya da psikiyatriste başvurmayı düşünmelidir.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Sema Aktaş
Bağlantılar:
Aile Danışmanı
5 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version