“BAKTIĞINIZ PENCEREYİ TEMİZLEMESENİZ, BAKTIKLARINIZI KİRLİ GÖRÜRSÜNÜZ.”
Bir kimseye veya şeye bakmadan önce, kendi baktığınız pencereyi veya gözlüğünüzü kontrol edin! Çünkü pencereniz veya baktığınız gözlük kirliyse, herkesi veya her şeyi çirkin, suçlu, kusurlu, hatalı veya günahlı görür ve yargılarsınız. Ön yargılı veya peşin hükümlü olmak tam da buradan ortaya çıkıyor. İnsanın zihni ve gönlü kirliyse her şeyi ona göre değerlendirip yorumlar. Ön yargılı veya peşin hükümlü davranmak, genellikle gördüğünüzle değil, baktığınız veya görmek istediğiniz şekille, bakış açısıyla yani sizinle alakalı bir durumdur…
Ön yargılı veya peşin hükümlü olmak; masum ve suçsuz insanlara ve bazı şeylere, yanlış bakışlarınızla cellat olmak demektir. İnsanlara ve bazı şeylere mesafeli, soğuk ve yabancı durmaktır. Siz siz olun, bakmadan önce zihninizi, bakış açınızı, gönlünüzü ve ruhunuzu ön yargıdan korumak için kontrol edip temizleyin… Hiç kimse ve hiçbir şey, hiç kimsenin ön yargılarına kurban olmayacak kadar basit ve değersiz değildir.
Albert Einstein’ın “Ön yargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.” sözü, ön yargının ne kadar zor bir problem olduğunu vurgulamaktadır. Ön yargılı insanlar genelde güvenememe, tanımama ve uzak durma gibi davranışlar sergileyip hep bir yanılgı içerisinde olurlar. Bu ön yargı, sadece insanlara karşı değil; eşyalara, hayvanlara ve olaylara karşı da takınılan bir durum veya davranıştır. Ön yargının, insan ve sosyal ilişkileri zedeleyici bir etkisi vardır. İnsan dışında diğer varlık ve olaylara karşı ön yargılı olmak; olayların iç yüzünü anlamaya, bir şeyi tanımaya engel teşkil eder.
Ön yargılı olmak, insanı yalnızlaştırır, yabancılaştırır, bir şeylere yakın durmayı zorlaştırır, sosyal hayata zorluk çıkarır. Ön yargılı olmak, hayatı insana daraltır. Siz siz olun, mümkün olduğunca ön yargılı olmaktan kaçınarak bir şeyleri veya kimseleri yakından tanımaya çalışın ve bundan sonra onlar hakkında yargıda, yorumda ve değerlendirmede bulunun…
İyi okumalar dilerim.