Çoğu zaman başkalarının arsasına bina yapmaya kalkıyoruz farkına varmadan. Doğal olarak o bina istediğimiz şekilde olmuyor. Sonra yakınmalar, şikâyetler başlıyor.
Bina yapmak için önce arsayı almak, sahiplenmek, karşılığını ödemek gerekir. İnsanlar arsasını satmak istemiyorsa onları ikna edecek bir yol bulmak da bizim elimizdedir. Karşımızdakini konuşarak ikna edebiliriz, araya dostlarımızı koyabiliriz. Yani o arsaya bina yapacaksak mutlaka arsa bizim olmalı.
Öğretmenler de tıpkı bir arsa üzerine bina yapacak olan müteahhitler gibidir. Öğrenciyi iyi tanımadan, sahiplenmeden, onun dünyasına girmeden üstüne o kadar akademik bilgi yüklemeye kalkarsanız bu, sizin olmayan arsaya bina yapmaya benzer. Bu durumda yaptığınız bina hiçbir zaman sizin eseriniz olmayacaktır. Binaya istediğiniz biçimi veremezsiniz. Sonra şikayetler… Şikayetler… Yakınmalar… Sızlanmalar… Aslında bu, beklenen bir sonuçtur.
Bırakın süslü püslü binalar yapmayı, önce o arsayı üzerine bina yapılacak duruma getirin. Arsanın hizmetini yapın. Ayrık otlarından temizleyin. Bataklıksa kurutun.
Bırakın öğrenciye akademik bilgiler yüklemeyi. Önce onları sevin ve kendinizi sevdirin. Onları yaşadıkları sosyal ortamla birlikte tanımaya çalışın. Öğrenciyi tanırken ailesini, arkadaş çevresini ve bireysel yeteneklerini göz ardı etmeyin. Özellikle yeteneklerini keşfederseniz her öğrencinin farklı yetenekleri olduğunu bilirsiniz ve o öğrenciyi o alanda değerlendirirsiniz. Ummadığınız öğrencilerin ummadığınız yetenekleri olduğunu fark etmek hiç de zor değildir.
Onlara toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini öğretin. Büyükleri saymayı, küçükleri sevmeyi, yoksullara yardım etmeyi, vatan, millet, bayrak sevgisini öğretin. Bunları öğretmenden verdiğiniz bilgiler, çimento kullanılmadan dikilen binalara benzer. Onlar da ilk sarsıntıda yıkılır.
Bir de bina yaparken direk beşinci katı yapamazsınız değil mi? Önce temeli iyice sağlamlaştırmanız gerekir. Binanın temelini başkaları yaptı, eksik varsa beni ilgilendirmez mantığı ile binanın diğer katlarını çıkarsanız temeldeki eksiklik binanın tamamını etkileyecektir. O yüzden temeli kim yaparsa yapsın önce üstüne kat çıkacaksanız beni ilgilendirmez diyemezsiniz. Bu durum biraz zaman alabilir; sabır, kuşanacağınız en önemli silahtır. Acele ederseniz iyi bir bina ortaya çıkmayabilir. Malzemeden çalmayı kâr sayan insanların yaptığı binaları düşünün, onların ufak bir sarsıntıda yerle bir olması içten bile değildir.
İnsan yetiştirirken malzemeden çalmanın telafisi olmaz. Binayı yeniden yapabilirsiniz ama insanı yeniden yapmak, insanlara mahsus bir yetenek değildir. O yüzden insan yetiştirmek hata kabul etmez. Yapılan hatalar döner, dolaşır yine ‘insan’ı bulur.
Öğrencilerden yakınmadan önce onlar için neler yaptığımızı masaya yatıralım. Sınıfa girip ders anlatmaktan bahsetmiyorum. Bunu zaten her öğretmen yapıyor. Dersin dışında bize ait olan zamanın ne kadarını onları kazanmak, faydalı olmak için harcıyoruz? Birkaç kişi bir araya geldiğimizde onları suçlamak yerine sorunlarını irdeleyip çözüm yolları aradık mı?
Önce yürekler fethedilir sonra üzerine binalar dikilir. Fethedemediğimiz gönüllere gökdelenler dikemeyiz. Çünkü o gönül, bize ait değildir.