Farkında olmadan uzaklaştığımız misafir ağırlama kültürü artık tamamen bir külfet haline dönüşmüş durumda. Günümüzde çoğu kadın misafir ağırlama söz konusu olduğunda stres ve telaş içine giriyor. Bazı insanlar misafir kabul bile etmiyor. Halbuki önceden misafir bereket demekti. Misafir demek kaynaşma, hoş sohbet demekti. Peki günümüzde hala öyle mi? Genelleme yaparak konuşuyorum, öyle olmayan, öyle olmadığını düşünen insanlar tabi ki var. Benim lafım onlara değil. Benim lafım, misafir ağırlamayı güç gösterisi haline getirenlerde. Benim lafım, sosyal medyada bu işi şov haline getirenlere.
Çoğumuz sosyal medya kullanıyoruz. Orada yapılan sunumlar, hazırlanan on çeşit ikramlıklar, altın varaklı servis tabakları, sanki sultan gelecekmişçesine hazırlanan sofralar artık misafir ağırlamaktan çıkıp bir külfet kültürü haline geldi. Beklentiler çoğaldı. Herkeste bir mükemmel olma arzusu başladı. Eskinin verdiği o sıcak samimi ortamlar yerini sahte gösterişe bıraktı. Doğal olarak insanımız artık bir görsel şölen haline gelen bu misafir ağırlama durumuna da uzaklaşmaya başladı. Tabi bu durum sadece gösteriş meraklıları yüzünden de gelişmedi. Bunun diğer sebeplerinden biri de ekonomi. Şu an evde yapacağınız bir tatlının maliyeti ne yazık ki dışardan alacağınız tatlının maliyetini de geçiyor. Eh durum böyle olunca bırakın on çeşit insanlar üç çeşit hazırlarken bile sıkıntıya düşüyor.
Normalde bir misafir gelirken o evde güler yüze, sohbete gelirdi. Benim kendi fikrimce artık böyle olmayan insanlar da var. Geldiği, yemek yediği oturup sohbet ettiği evde açık arayan, ev sahibinden çok evin kendisine bakan insanlar da bu misafir kültürünü bombalayan en önemli unsurlardan biri.
Böyle böyle insanlar da eve misafir çağırırken ya da kabul ederken kırk kere düşünmüş oluyor. Ben küçükken eve misafir geldiğinde mısır patlatılır en lüksü bir kek yapılırdı. Ne oldu da bu durum artık Yemekteyiz programı gibi olan misafirliklere dönüştü? Ne oldu da tatlısından tuzlusuna kadar dört dörtlük sofralara bile burun kıvırır hale geldik? Ben söyleyeyim. Bunların hepsi popüler kültür dediğimiz o zırvalığın bir parçası olmak için verdiğimiz savaşın sonuçları. Kendimiz gibi olmak yerine en iyisi olmaya çalıştığımız o savaşta aslında kendimize çıkardığımız zorlukları fark etsek ve özümüze dönsek her şey karmaşık bir hal almaktan çıkar. Eminim herkes sobanın etrafına doluşup tek çeşitle yapılan sohbetleri o lüks sofralara değişmeyecektir. Bizi biz yapan özümüzdeki değerlerdir.