Kendim için bir şey istediğim yok, bizler içindir tüm istediklerim. Hayatı ve ölümü beraber yaşadığımız için, ben yok, biz var sizlerin dediği gibi… Bazen korkularımızla, zaaflarımızla yenilgiye düşsek de, hep birlikte üstesinden geleceğimizi biliyorum Rabbimin yardımıyla. Bizi biz yapan birlikteliğimiz, inancımız, kalbimizdeki merhamet ve aşkın değerini hiçbir sarraf ölçemez ve değer biçemez, buna inancım var hem de sonsuz kudret sahibi olan Rabbime inancım gibi. Bazen kendi şahsiyetimizle, becerilerimizle kendimizi göstersek de bunun toplumun yararına olmadığını bildiğimizden dolayı, toplumun yararına yönelerek çalışmalar yapmaktayız.
Bunun etkisi şimdi hissedilmese de ileride hissedilecektir. Bu nedir? Kendini eksik hisseden bir yabancı (gerçi yabancıya yardım etmek, dün soğuk havada üşümesin diye taksisine alan şereften yoksunun, taksiciyi öldürmesiyle bizi yasa boğmasından dolayı) çekingen kalarak uzak durmak yerinde olur desem de, bunun etkisiyle herkesi aynı kategoriye koymak da olmaz. Derdi olanın derdine koşarak bir nefes olmak elbette ki insanlığımızın gereğindendir.
Değerli yazar Rasim Özdener’in “Ben hayat ve ölüm” adlı eserinin girişinde dediği gibi; “Öyle bir gezelim ki her yeri hayat dolsun içimize” diyerek gezelim sokakları, yetimlerin ve darda kalanların yanına varalım Rabbim izni ile. Şimdi bazıları böyle nasıl gezmek olur diye söyleyecek, hele bir gezmek için çıkalım inşallah, hayat dolu olarak, hayatın neşesini insanlara, sokakların içine ve kendi içimize dolduralım, o zaman nasıl olduğunu da anlarız vesselam.