Kendini yanlış tanıyan ve tanımlayan insan bundan sonra hiçbir şeye doğru bakamıyor.
Kah potansiyelini mahkum ettiği taassuplarının parmaklıklarında çırpınıp dururken, kah kibrinin gazıyla olmadık hülyalara kulaç atıyor.
Her yolculuk insanın kendisinden başlıyor. Belkide mesele bu!… Kendini arayış, kendini bulmanın ilk adımı…
Değişmezlerini, değiştirilemezlerini, sabitelerini, sınırlarını tanımayan, kabul etmeyen, kabullenemeyen insan, sessiz fakat büyük bir hengamenin ortasında kendisi ile boğuşup duruyor.
Modern dünya zehri çağdaşlık fikriyatının zamane insanına en büyük zerki̇: Özgürlük!…
Her hali ile bir yerlere ve bir şeylere mahkum olan insanın bünyesi̇ bu zehri kaldırmıyor.
Bu insana zulümdür, fıtratına terstir, yaratılışına aykırıdır.
Özgürlük: ”İstediğini yapmak değil, istemediğini yapmamaktır.” diyor bir yazar…
Hiçbir din, öğreti̇, edebi metin, kadim gelenekler, insana böyle bir rol biçmez.
Evet, batı dünyaya hiçbir insani değer sunmadığı gibi, insanlığın değerlerini sömürmekten, rencide etmekten geri kalmıyor.
Kendini bulmanın yolu, kendini tanımaktan geçiyor, kendini tanımakta bitiyor.
Kendini arayış kendini bulmanın ilk adımı..
??????