Sustuklarım duyulsun diye yaşıyorum.
Günlere dönüşüyor ölümün gövdesi,
Yüce dağlar şehvet kurmuş karınan. *
Yolcular hayatımdan geçmek zorundasınız.
İstasyonlar son bakışları yutarken,
Kimsesizliğime yer kalmamış,
Karanlık örtülüyor duvarların içinde.
Kenarda bekliyorum kaç zamandır bir acıyı yaşatmak için.
İyinin ve kötünün ötesinde,
Bütün evler yok hükmünde,
Yaralı mührün ağzı,
Bekliyor eli kulağında,
Bir hengâme çıkacak.
Kin ve korku,
Açık düşünülebilir her şey, söylenenler kapalı,
Topraklarımız örter ıpıssız gecenin kalanını.
Hoyrat yamaçlarda gövdesini tamamlayan sular,
Bitmeyen bir sarılma hayaliyle…
İnsan anmalık, ayrılıktan sonra,
Yanındayken soğuk hançer kendini biler.
Garip harita, beş kıta ayrılık,
Biraz sahil biraz sonbahar,
Emirgan’dan Beşiktaş’a yüksek topuklar,
Yorgunluktan yelpaze dik başlı horozun kuyruğu.
Terk-i diyar her zaman ürkekliği üzerinde parmak hasadı,
Gölgelerden yalnızlık sağarken yendim mi dünyayı?
*Aşık Veysel