Yine hüzün düştü gönlün payına,
Sazından nağmeler, sözünden hicran düştü.
Bir bakış, bin söz eder halden anlayana;
Anlaşılmadık, vedalara boyun büküş düştü.
Kızıl bir seyirlik değil ömür dediğin;
Dalgalarla, rüzgarla boğuşmak düştü.
Yanında olmadı dost bellediğin,
Dalıp dalıp ufka ah etmek düştü.
Canlar serilirken yerlere, ne için?
Haine sırtından vurmak düştü.
Hıçkırıklar yükselirken için için,
Gencecik göğüslere kan düştü.
Bir kehribar renginde mahpus kaldı hatıralar;
Kokusu uğruna candan can düştü.
Hep sızı oldu arda kalanlar;
İç çekip, yakarıp sabretmek düştü.