Bursaspor sezona bambaşka hayal ve hedeflerle girmişti. Tüm olumsuzluklardan bağımsız olarak camia genç çocukların tecrübeli isimlerle harmanlanarak bir şekilde kendini üst lige atacağına inandı.
Sonuçta umut fakirin ekmeğiydi… Belki bazı gerçeklerden uzaklaşmak, görmek istemedikleri için kumun altına saklanmayı tercih etmek kolaydı.
Bugünlere kolay mı gelinmişti; halı altına süpürülenlerden dolayı olağanüstü kabarıktı zaten…
Artık birilerinin temizlik yapma zamanı gelmişti. Herkes ekonomi profesörü olarak bütçeyi ve borçları ortaya koyuyor ama çözüm noktasında ‘evde yokuz’ diyordu. Bir şey yapılmalıydı…
Artı ya da eksi de olsa eleştirilecekti nasılsa. Yönetim zor yolu seçti. Transfer tahtasına dokunmadan borçları azaltmaya, gençlere güven aşılamaya ve hatta kadrosunu güçlendirenlere de ‘hodri meydan’ demeye odaklanmıştı.
Geçtiğimiz sezon TECO Karacabey’i finale taşıyan Tahsin Tam takımın başına geçerken, alt liglerde sayısız başarıya imza atan İsmail Ertekin’i ise sportif direktörlüğe getirmişti.
Herkes umutlu ama teknik kadro düşünceliydi. Bıyıkları terlememiş isimler Bursaspor markasını ve armasını yaşatmaya kurulmuştu.
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Hedefler şaştı, planlar alt üst oldu.
Sezonun kalan bu bölümüne futbola zor bela geri döndürülen Özer Hurmacı’nın takımın başına geleceğini hangi çılgın söyleyebilirdi?
Ahtapot Paul bile olsa gülerlerdi.
Özer ilk hocalık deneyiminde şansının da yardımıyla yenilmez armada oldu. Play-Off hayalleri yeniden gündeme gelmeye başladı.
Ancak maalesef şanssızlıklar yakayı bırakmadı. Alınan beraberliklere üzüleceğini kimse bilmezdi ama öyle oldu.
Sözün özü Bursaspor şimdi küme düşme hattıyla bağlantısını tamamen koparmaya endeskli…
Ve herkeste aynı soru:
Peki ya şimdi?
Gelecek sezonda başarı gelecek mi?
Sizce?