Âlemleri yaratan Cenab-ı Allah, insanlara yaşam ve ahiretlerine yön vermeleri için dinler ve bu dinleri insanlara tebliğ etmeleri için ve ümmetlerine rehber olmaları için peygamberler göndermiştir. Bazı peygamberlere din ve bu dine şamil olan kitap, bazılarına da sahifeler göndermiştir. Kendisine kitap gönderilen peygamberlere “Resul”, kendinden önce gelen resulün dinini tebliğ eden peygamberlere de “Nebi” denmiştir.
Allah insanlara tebliğ etmeleri için peygamberler göndermiş, bu peygamberleri de idrak ve uyumda kolaylık olması için insanlar arasından seçmiştir. Bu peygamberlerin normal insanlardan farklı olarak sıfatları ve mucizeleri vardır. Cenabı Allah, peygamberlerini yaratmış ve onlar arasında bir mertebe farkı koymuştur. “Allah katında tüm peygamberler fazilet olarak eşittir. Fazilet bakımından hepsi aynıdır.” cümlesi gerek Allah’a gerekse de Kuran-ı Kerim’e iftiradır.
Allah (c.c.) Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“O peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Allah içlerinden bir kısmıyla konuşmuş, bir kısmını da derecelerle yükseltmiştir.” (Bakara Suresi 253. Ayet)
“Göklerde ve yerde olanları en iyi bilen senin rabbindir. Doğrusu biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.” (İsra Suresi 55. Ayet)
Bu ayetlerden de açık bir şekilde anlaşılacağı gibi Allah, kimini kiminden üstün kılmış bir kısmını da derece bakımından yükseltmiştir. Elbette peygamberler arasında derecelendirme yapmak bizlerin haddi değildir. Biz hepsine iman edip hepsini sevmekle mükellefiz bu durum bir tercih değil, zarurettir. Müslüman olduğunu iddia eden bir kişi tüm peygamberlere inanmak ve sevmek zorundadır. Peygamberlerin buradaki üstünlükleri fazilet bakımındandır.
Molla Aliyyu’l-Kârî bu hususta şöyle demiştir:
“Peygamberlerin tamamı nübüvvet mertebesinde eşittirler. Aralarındaki üstünlük ise dereceler itibarıyladır.” (Molla Aliyyü’l-Kârî, Mirkâtü’l-Mefâtîh, IX/ 3645.)
Cenabı-ı Allah’ın üstün kıldığı peygamber, ayetlerde ifade edilmiştir. Cenab-ı Allah, Kuran-ı Kerim’de peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ithafen şöyle buyurmuştur:
“Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya Suresi 107. Ayet)
Bir başka ayette de peygamber efendimizin ümmetinin diğer ümmetlerden daha hayırlı olduğu anlatılmıştır. Peygamberimizin ümmeti, yani İslam ümmeti diğer ümmetlerden daha hayırlı daha faziletlidir. Âlimler de bu ayetten yola çıkarak , “En hayırlı ümmetin peygamberi en faziletli peygamberdir.” tefsirini yapmışlardır.
“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.” (Âl-i Îmran Suresi 110. Ayet)
Ömer Nasuhi Efendi ise tefsirinde bu hususta şöyle söyler:
“Bu yüksek dereceleri haiz olan en büyük peygamber ise Hazreti Muhammed’dir (Aleyhisselâtü vesselam) O Hatemü’l-enbiyadır, onun şeriatı şerayi’i sabıkayı nasihtir. O sidretü’l-müntehaye kaldırılmıştır. O makamı mahmudu haizdir, onun ümmeti, bütün ümmetlerden ziyadedir. Binaenaleyh Rasulü Ekrem Efendimizin dereceleri bütün enbiyanın derecelerinden âlidir.” (Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an-ı Kerîm’in Türkçe Meâli Âlisi ve Tefsiri, I/ 263.)