Pistantrofobi, bir diğer adıyla güvenme korkusu insanların hayatların geçmişinde kötü ilişkiler deneyimlediği için yeni tanıyacağı insanlarında aynı sonuç vereceği korkusu olarak anlamdırılır. Bu endişeyi inceleyecek olursak yeni ilişkilerininde hüsranla biteceği, onları yarı yolda bırakıp gitmesi veya onlara ciddi derecede zarar vereceği düşünceleri olarak tanımlama yapılabilir. Akabinde bu düşünceler de yeni insanları tanımada bir çekince gösterir.
Aslında çoğu fobi birbirinin destekçisi olarak ortaya çıkar. Araştırmalar gösterir ki, bir fobinin insan hayatını etkilemesi başka bir fobinin de ortaya çıkmasını %16 oranında etkilemektedir. Bunun nazarında ise belirtilerin de ortak olduğu görülmektedir.
Pistantrofobinin Semptomları
Pistantrofobinin semptomlarına baktığımızda:
- Etrafındaki romantik ilişkilere karşı anlayışsız yaklaşım.
- İkili ilişkilerde ileri düzeyde korku ve panikleme.
- Yeni ilişkilere karşı tavır alma.
- Herhangi bir yeni ilişkiye karşı bir tutum sergileme ve kaçınma.
- Güvensizlikten aşırı derecede rahatsızlık duyma.
Temel semptomlar bunlar olsa da ileri düzeylerine baktığımızda nefes darlığı, titreme ve kalp atışında ki artış örnek gösterilebilir. Zira bunlar sadece romantik ilişkilerle kalmamakla birlikte genel ikili ilişkilerinde de bu etkiyi gösterirler.
Pistantrofobinin altında yatan sebeplere baktığımızda geçmişte yaşanan travmalar önümüze çıkmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz insan ilişkilerinin etkisi geleceğine kara bir gölge gibi düşmektedir. Zira en basitinden herhangi bir aile içi veya akraba tartışması bile buna sebep olabilir. Bu tartışmalarda kişiyi yeni ilişkilerinde güven kaybı yaşamasına sebep olur
Güven kaybının nedeninin terapilerde uzun uzadıya incelendiğinde temelinde kişinin kendisini yetersiz görmesi ve hayatında başarısız deneyimler yaşaması da etkenler arasında görülür.
Pistantrofobi Teşhisi
Pistantrofobinin nasıl teşhis edildiğine baktığımızda bireyin tamamen kendi kendine alabileceği ya da saptayacağı bir durum değildir. Durum, bir uzman tarafından bireyin hayatı ve söyledikleri incelenerek teşhisi koyulur. Ardından uzmanın seçtiği terapi tekniğine göre 3-6 ay arası bir zaman diliminde iyileşme süreci tamamlanır. Zira her fobi ve sorun gibi nüksetmeler yaşanabilir. Burada ise kişinin sorununa karşı bilinci ve hayata karşı bakış açısı önemli derecede rol oynamaktadır.
İnsanlar olarak hayatımızı daha verimli ve mutlu şekilde yaşamamız için insanlarla olan iletişimimizin olumlu düzeyde olması gerekir. Zira her yeni ilişki yeni bir dünyaya açılmak denilebilir. Eski ilişkiler ve yeni ilişkilerimizi incelersek yararlı ve zararlı olarak tanımlama yapabiliriz. Zira hayatta da her zaman olumlu deneyimler yaşamımızda imkansızdır. Acının insanı olgunlaştırdığı hayatımızda böyle deneyimleri de yaşamaktan korkmamalıyız.
Yeni dünyaları korkmadan keşfetmeniz dileğiyle…