Polikistik Over Sendromu ve Beslenme

İray Şen 104 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Polikistik Over Sendromu (PKOS), vücudun birçok sistemini tutan hiperandrojenizm (androjen hormonların yüksekliği, erkek tipi kıllanma, sivilce), ultrasonda yumurtalıklarda çok sayıda kist görünümü ve 35 günü geçen adet döngüsü ile karakterize hormonal bir hastalıktır.

PKOS, son dönemlerde kadınlar arasında artış göstermektedir. Bu yüzden modern çağa ait bir kadın hastalığı diyebiliriz. Türkiye de bu hastalığın en hızlı arttığı ülkelerden birisidir. Bu tablonun ortaya çıkmasında beslenme çok önemli bir etkendir ama sadece bununla da kalmamaktadır. Anne karnındayken androjen hormonlarına maruz kalmak da PKOS sebebi olabilir. Bu açıdan bakıldığında PKOS’lu gebelerin artmış androjen seviyeleri çocuklarına da etki etmektedir. PKOS’un oluşum nedenleri genetik veya çevresel birçok faktöre bağlıdır. Obezite ve insülin direnci de önemli risk faktörleri arasındadır.

PKOS belirtileri arasında; adet düzensizlikleri, obezite, sivilce, erkek tipi kıllanma (hirsutizm), alopesi (saç dökülmesi-kelleşme), insülin direnci, psikolojik problemler, dislipidemi (kan yağlarının yükselmesi) ve infertilite (kısırlık) görülmektedir ve PKOS’a sahip bireylerde özellikle bel çevresinde ciddi bir yağlanma da vardır.

PKOS’un tedavisi daha çok semptomlar üzerinedir. Obezite, insülin direnci ve inflamasyonla sürekli kısır bir döngü içerisindedir. Bu döngüyü kırmak, semptomlarda iyileşmeye ve hastanın rahatlamasına sebep olacaktır. Bu nedenle PKOS’un en iyi tedavi yöntemi kilo kontrol ve insülin duyarlılığını arttırmaktır. Bunları sağlamanın en iyi yolu sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşamdır.

Diyette yapılması gerekenler şunlardır;

  1. Yeterli Protein Aldığınızdan Emin Olun: PKOS’lu bireylerin genelde yağ oranları yüksek kas oranları düşüktür. Yeterli protein alımında kas kütlenizi korumuş olursunuz. Özellikle bu noktada yağsız kırmızı et, beyaz et, balık, kurubaklagil, süt ve süt ürünleri tüketin.
  2. Hangi Yağı Kullandığınıza Dikkat Edin: Trans yağlar vücutta inflamasyonu arttırır, sivilcelere sebep olur, kolesterol ve trigliserid gibi kan yağ dengesini bozar. Tekli doymamış yağ asitleri ise antioksidandır yani diğer bir deyişle vücudu hasara karşı korurlar. Bu yüzden tekli doymamış yağ asitlerinden olan zeytinyağı, fındık yağı tüketilmelidir. Sert kabuklu kuruyemişler de çiğ bir şekilde tüketildiğinde aynı etkiyi verecektir. Ancak kavrulmuş olanlardan uzak durulmalıdır. Çünkü kavrulma ile inflamasyonu arttıran bazı bileşikler oluşur.
  3. Haftada 4-7 Kez Yumurta Tüketin: Yumurta anne sütünden sonraki en kaliteli proteindir. Bu protein kilo ve insülin direncini yönetmeye yardımcı olabilecek iyi bir kaynaktır. Yumurtadaki kolin, PCOS’lu hastalarda üreme sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir.
  4. Karbonhidratları Seçerek Tüketin: Hızlı sindirilen pirinç, patates,beyaz ekmek, şeker gibi besinlerin tüketimini en aza indirin. Bunların yerine tam buğdaylı makarna, ekmek vb. ürünler tüketebilirsiniz.
  5. Geç Saatlerde Yemek Yemeyen: Gece boyu en az 12 saat açlık süresini koruyun. Örneğin sabah sekizde kahvaltı yaptıysanız akşam sekizde yeme işlemini bitirin.
  6. Her Öğün Sebze Tüketin: Özellikle yeşil yapraklı sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin. Her öğünde tabağınızda olsun.
  7. Baharatları Sofranızdan Eksik Etmeyin: Zencefil, zerdeçal, kırmızıbiber, karabiber, defne yaprağı, rezene, anason, kimyon, kişniş, karanfil, tarçın, biberiye ve kekik kullanın.
Bu İçeriği Paylaş
Yazan İray Şen
Bağlantılar:
Diyetisyen
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version