Hayatının her döneminde müziğe ilgisi olan biri olarak son dönemlerde müziğin fiilen de içinde olmanın tadını çıkarıyorum. Ukulele gibi basit ama etkili olduğunu düşündüğüm enstrüman çalma serüvenim bana çok ayrı bir haz veriyor. Durum böyle olunca neden beni bu denli mutlu ettiğini ve hayatıma katkılarını araştırmak istedim. Araştırırken ilk olarak ‘’müzik evrenseldir’’ sözünün tam olarak anlamına indim. Fark ettim ki anlamını hiç bilmesek de sözlere bir anlam yükleyemesek de melodisini beğendiğimiz şarkıları sahiplenebiliyoruz. Ya da sesini çok beğendiğimiz bir Fransız ses sanatçısının o şarkısını hiç anlamasak da favoriler listemize eklenebiliyor. İşte bu yüzden müzik evrensel.. Evrenin neresinde olursa olsun hissettirdiği duygular var.
Her canlının kendine has bir sesi ve tınısı mevcut.Ağız, diş, ses telleri sonsuz bir kombinasyonla taklit edilemez bir eşsizlikte. İşte enstrümanlar da onları çalmak da böyle. Enstrümanlar hem telli, üflemeli, tuşlu olup olmamalarına göre hem de kişisel farklılıklarımıza göre ayrılıyor. Aynı enstrümanı iki kişiye verdiğinizde duyduğunuz şey aynı olmuyor. Çünkü el, kol, parmak kas yapımız farklı ve enstrümana uyguladığımız şiddet de farklı. Fiziksel, beyin ve hareket fonksiyonlarımız aynı olmadığı için melodilerimiz farklılaşıyor. İşte enstrüman çalmayı çekici kılan da bu.. Hepimizin sesini, benliğini farklı şekillerde yansıtma fırsatı yakalamamız. İnsana kendi gibi olma ve kelimelerle anlatamadığını müziğe dökme fırsatı haz verir.
Enstrüman çalmanın faydalarına bakacak olursak, yapılan çalışmalar enstrüman çalmanın depresyon ve kaygı bozukluğunu azalttığını ortaya koyuyor. Ayrıca enstrüman çalanların çalmayanlara göre duygu kontrollerinin, odaklanmalarının daha çok arttığı görülüyor.
Beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak yapılan araştırmalarda müzik eğitimi alan kişilerin beyinlerindeki gri madde hacminin daha fazla olduğunu ortaya koyuldu. Gri madde beyin kaslarının kontrolü, hafıza, görsel ve işitsel algı, düşünce oluşumu, otokontrol, bilişsel etkinlikler gibi işlevlerle ilişkili bir dokudur.
Peki enstrüman çalmayı çocuklukta öğrenmek daha mı etkili?
Yapılan çalışmalar değişime en açık olunan yılların çocukluk dönemi olduğunu gösteriyor. Bu sebepten uzmanlar enstrüman öğrenmeye başlama yaşının çocukluk dönemi olması konusunda hem fikirler. Enstrüman çalmaya başlayan çocukların beyninin her iki hemisferi arasındaki bağ erken güçlenir.
Sosyal, bilişsel, motor beceriler erken gelişir. Beyinlerinde görülen korteks kalınlaşması hafıza, dikkat, yürütücü işlevler ve gelecek için plan yapma ile ilişkilidir. Bu nedenle müzik eğitimi alan çocukların dikkat süreleri daha fazladır ve duygusal farkındalıkları da daha çok gelişmiştir. Ayrıca bu çocuklar kaygı bozukluğunu da daha az yaşarlar. Bu sebeple çocuğunuzun tercih edeceği ya da ilgisinin olduğu bir enstrüman ile tanıştırmak iyi olacaktır. Günümüzde ukulele hem öğrenim kolaylığı hem de küçük boyutlarda olması sebebiyle çocukların dikkatini çekmektedir. Başlangıç için güzel bir enstrüman olabilir.
Bu saatten sonra yapabilir miyim diyerek tereddütlerle başladığım sonrasında da işe başla yapabiliyor musun kendin gör diyerek deneyimlediğim enstrüman çalma serüvenim hala hızla devam ediyor. Ustalaşmak belki uzun sürüyor, iki eli koordineli bir şekilde kullanmaya çalışmak biraz daha fazla emek istiyor. Sonucunda bir şarkıyı hem çalıp hem söyleyebilmek ise o emeklerin tüm karşılığını veriyor.
Artık bir değişiklik istiyorum diyenlere verdiğim tavsiye ‘‘hayatınıza farklı bir renk katmak istiyorsanız enstrüman çalmaya başlayabilirsiniz’’ oluyor..
Gelecek yazımda görüşmek üzere. Renkli kalın. 🙂