Yaşamla bir derdim olmadı,
Kadından, paradan, eh bazen mutluluktan,
Usandım.
“Yaşın küçük daha neler neler…” dediler.
Hatırlayamadım bir türlü küçüklüğümü, olduğum yaşımı.
Sahi ben kaç yaşındayım?
Otuz, kırk, altmış mı?
Var mıydı o kadar yaşım?
Anladım, anladım ki;
İnsanın yaşı zamanın akışıyla sınanmazmış.
Derdin, kederin ve ötesinde yaşanılanların terazisi olmazmış.
Yaş daha genç iken, yaşanılan solmazmış.
Sahi ben kaç yaşındaydım?
Bu kadar basit miydi?
Bir doğum günü kadar yakın mıydı yaşım bana?
Ya benim sözlerim ya benim dökülenlerim,
Hayattan yukarıdan aşağıya sayılmaz mı?
Yaşamla derdim yoktu, yaşamakta benim sitemim,
Yaşamla bir kavgam yok, yaşamakla benim kanım, canım.
Çalsın, kandırsın, utanmasın aldatsın.
Pişkin gibi aldanayım.
Ama hepsi benden uzakta olsun.
Yandıklarım, yanacaklarım biraz uzakta olsun.
Yaşadığım yaşımda, yaşayacağımı yaşayayım,
Ötesini değil.
On iken yirmiyi değil, yirmi iken kırkı değil.
Yaşım neyse onu yaşayayım.
Sahi ya ben kaç yaşındaydım?
Umuttum ya da nerde olduğumu hatırladım.
Dediler, hep dediler;
“Küçüksün, bekle üzülme,”
Tek sözüm var dilimden düşmeyen;
Ben hiç küçük olmadım.
Her zaman çocuk iken içimde bir ihtiyar taşıdım, yaşattım.
Sahi ben kaç yaşındaydım?
Sahi Ben Kaç Yaşındayım
Yazar
Yorum yap
Yorum yap