Doğallığın verdiği huzuru, doğal olmayan yollardan arama. Sadelik, sahtelik sevmez… (Zata)
İnsanın kendisine itiraf etmesi, yüzleşmesi zor olan özelliklerinden biridir. Genellikle yalakalığı hobi edinmiş kişilerde bulunur. O kişiler sahte oldukları kadar da samimiyetsizlerdir. İnsan ne istediğini bilmediği sürece ve çoğu zaman insanların gözünde onların istediği gibi biri olmak için kendini feda ettiği zaman sahtekar olur. Ama anlamıyor ki değerli insanların gözünde kıymetli olmanın tek yolu kendin olmaktır. Bir tek değerli insanlar için değil, öncelikle kendin için sahtekar olmamalısın. Aksi taktirde dengen bozulur ve ne istediğini bilmeyen, bildiklerinden emin olmayan ve karakteri oturmayan biri haline dönüşür. İnsanın kendisi gibi olması her şeyden önce kendisine iyilik yapmasıdır. Kendin gibi olduğunda zaten herkes size saygı duyar…Saygı duymak istemeyen, hatta kıskanan biri de saygı duyar. Çünkü karşılarında kendini bütün doğallığıyla yansıtan biri var ve bu doğallığın bir tek böyle insanlara ait olduğunun farkında olurlar.
Samimi biri olmayı tercih ettiğinizde ki genelde bu bir yapı da olabiliyor. Çünkü bazıları samimi ve doğal olmamayı beceremiyorlar. Neden derseniz yapıları öyledir de ondan.
Ama sahtelik öyle mi? İnsanın her şeyi allak-bullak olur, özünden çıkar. Böyle insanların ruhu hep rahatsızdır, hep eksiktir, hep huzuru aramanın peşinde koşar… Ama bir türlü bulamaz. Çünkü vücutları ruhlarına hizmet etmiyor. İnsanın davranışları ruhuyla vücudunun eşleşmesi sonucunda ustaca bir eyleme dönüşür. Bu yüzdendir ki ruhun istemediğini ve kabul etmediğini vücut eyleme geçirdiğinde yorgun ve isteksiz ruh hali başınızın üstünden eksik olmaz. Onun için bir eyleme geçmeden önce ruhunuz ve vücudunuzun isteklerinin birbirine yettiğinden emin olarak onu eşleştirin. Bunun da yolu yalnız kalbinizin ve ruhunuzun sesini duyarak doğal ve samimi olmaktan geçiyor. Çünkü beyninizi mantıklı açıklamalara boğarak onu kandıra bilirsiniz, ama ruhunuzu asla…